banner564

Cesur karar zamanı

Türkiye’de benzeri görülmemiş bir yerel seçim süreci yaşandı...

   Devletin gizli toplantılarında konuşulanlar yayınlandı...

   Dudak uçuklatan rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla ilgili rakamlar havada uçtu...

   Yüzlerce emniyet müdürü, savcı ve soruşturma memurunun görev yerleri değiştirildi...

   Suriye’nin askeri uçağı düşürüldü...

   Önce Twitter, ardından Youtube kapatıldı...

   Ve tüm bunların sonunda AK Parti tek başına, kullanılan oyların neredeyse yarısını aldı...

   Başbakan Erdoğan, elde edilen sonuçla Türkiye’de tarih yazdı...

   Kim ne derse desin, benzeri görülmemiş bir başarı elde etti...

   Sırada Cumhurbaşkanlığı seçimi var...

   Aday olması halinde Erdoğan bu seçimi de kazanır...

 

Üç mahallenin nüfusu

 

   Daha önceleri de vurgulamıştım...

   İstanbul’un ‘Zafer Mahallesi’nde 100 bin kişi yaşıyor...

   KKTC’nin toplam nüfusu ise 300 bin dolayında...

   Yani burası 3 tane ‘Zafer Mahallesi’ yapıyor...

   Üç muhtarın idare edebileceği kadar küçük bir yer...

   Ne var ki bizde Cumhurbaşkanı, Başbakan, 10 tane bakan, 50 tane milletvekili var...

   Onlarca müdür ve müsteşar...

   Yüz elli dolayında yüksek maaşlı müşavir...

   Ve bu kadar şişmiş kadrolara karşın işler yolunda gitmiyor...

   Hemen her alanda sıkıntı yaşanıyor...

 

Öyleyse karar verilmeli

  

   Troyka, ekonomik krizdeki Güney Kıbrıs’a mali yardımda bulunmak için bir dizi şartlar ileri sürdü...

   Bunların hepsi yerine getiriliyor...

   En karlı devlet kuruluşlarından CYTA (Telekomünikasyon İdaresi) ve AİK (Elektrik Kurumu) dahi özelleştiriliyor...

   Adı rüşvet veya suistimallere karşıyan siyasetçiler ve üst düzey yöneticiler sorgulanıyor...

   Devlet dairelerindeki harcamalar kısıtlanıyor...

   Buna karşın, Türkiye’nin mali katkılarıyla ayakta duran Kuzey Kıbrıs’ta yıllardan beri kısır tartışmalar yaşanıyor ve ileriye doğru adımlar atılamıyor...

   Her seçim dönemi kamuda reformlardan söz edildiği halde, hiçbir şey yapılmıyor...

   Sağlıkta ve eğitimde ‘tam gün eğitim’ vaadleri yerine getirilmiyor...

   İktidara gelenler, partizanlığı ön plana çıkarıyor...

   Parti çıkarı uğruna kişilerin gizli bilgileri, çarptırılmış bir şekilde yandaşlara sızdırılıyor...

   Adam kayırmacılığı geçmişte olduğu gibi devam ediyor...

   Devleti ve toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak politikalar yerine, temsil edilen kesimi memnun edici icraatlar yapılıyor...

   Böylesi bir siyaset anlayışı sürdürülemez...

   Bir devletin ve burada yaşayan insanların geleceği, böylesi bir anlayışa mahkum edilemez...

 

Türkiye’nin vitrini olmalı

 

   Türkiye hükümeti, Kıbrıs’ı ivedilikle ameliyat masasına yatırmalıdır...

   Öncelik kalıcı bir çözümdür...

   Bunun için atılması gereken adımlar atılmalıdır...

   Kıbrıslı Türklerin güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek, halkı ekonomik açıdan çökertmeyecek bir çözüm olursa olur...

   Olmazsa, Kuzey Kıbrıs’ın siyasi ve ekonomik geleceğine ilişkin ciddi ve kalıcı kararlar alınarak uygulamaya konmalıdır...

   Bu saatten sonra “o ne der, bu nasıl tepki verir” gibi korkuların terk edilmesi gerekir...

   Korkunun ecele faydası yoktur...

   Yerin dibine gömülmüş bir siyasi yapı, bu ülkeyi ileriye taşıyamaz...

   Taşımak bir tarafa, enkazı daha da büyütür...

   Şimdi karar zamanı...

   İleriye doğru cesur adımlar atılmalıdır... 

YORUM EKLE

banner608

banner473