Kıbrıs’ta siyasete girdiniz...
Alacağınız her karar, atacağınız her adım, söyleyeceğiniz her söz, devletin ve halkın çıkarlarını korumaya yönelik olmalıdır...
Bunun tersini yapan ve geçici çıkarlar uğruna halkına ve ülkesine zarar verenler için, siyasetten ayrıldıktan sonra iyi şeyler söylenmez...
Ciddi kararların altına imza atarak, sorumluluklarını yerine getirenler, bir süreliğine tepki görseler bile, yapılan işin doğruluğu ortaya çıkınca halktan yine büyük destek görürler...
Rum lideri Nikos Anastasiadis, halkın mevduatlarından yüzde 40 oranında ‘tıraşlama’ yaptığı için tarihe geçecek bir lider oldu...
Ancak; tarih ondan kötü bir lider olarak bahsetmeyecek...
Mecbur olduğu için siyasi geleceğini tehlikeye atarak, ülkesini kısa sürede iflastan çıkaran bir liderden söz edilecek...
Anastasiadis, halkın mevduatlarını tıraşlarken, diğer yandan ‘yapanların yanına kalacak’ bir siyaset izlemedi...
Geriye dönük yolsuzluk olaylarının araştırılması için hem savcılığı harekete geçirdi, hem de özel komiteler oluşturdu...
Kuşkusuz; bu komiteler bizdeki Başbakanlık Denetleme Kurulu’na benzemiyor...
Bizdeki kurul çok sayıda yolsuzluk ve suistimal dosyası hazırlamakla birlikte, bunları sonuca götüremedi...
Bugün oldu hala bazı devlet kurumlarında yüz binlerce liralık aşırı harcamalardan, yetki aşımlarından ve suistimalden söz ediliyor…
Ama hiç kimse bu iddiaların üzerine gidemiyor…
Çünkü siyasi çıkarlar veya baskılar buna engel oluyor…
Farklı bir ülkeyiz
Kuzey Kıbrıs gerçekten çok farklı bir ülkedir...
Rumlara veya Avrupa’ya benzer bir yanımız yoktur...
Yolsuzluk ve suistimal olaylarının giderek artmasına karşın; parmakla gösterilecek kadar az sayıda yasa dışı olay ortaya çıkarıldı...
Bunun ana nedeni, üst kademenin, alttakilere güvence vermemesi, cesaretlendirmemesi, hatta bazı durumlarda engeller çıkarmasıdır…
Öyle insanlar vardır ki; kendi yandaşlarını ilgilendiren konularda yasaları, hukukun üstünlüğünü, devletin çıkarlarını kesinlikle düşünmezler...
Arada bir ‘hesap sorulacağı’ yönünde mesaj verenler çıksa bile; ilerleyen süreçte onu da etkisiz hale getirirler...
İşte bu yüzdendir ki; geçmişte yaşanan birçok olay aydınlığa kavuşturulamadı...
Milyonlarca Euro’luk yolsuzluk ve suistimal olayının yargıya havale edilmesini engelleyenler karşısında hiçbir şey yapılmadı...
Bunun ana nedeni ‘siyasette devam’ hastalığıdır...
Birilerine dokunmadıkça veya yandaşları korudukça siyasi geleceklerinin ipotek altına alınacağını düşünerek hareket edenlerin sayısı çok fazladır...
Türkiye’nin akıttığı milyarlara ve elde edilen paha biçilmez ganimete karşın, küçük bir ülkenin bugün sorunlarla boğuşmasının temelinde kötü siyaset vardır...
Devlete ve millete yönelik hizmetlerin, kişisel veya partisel menfaatlerin gerisinde kalması nedeniyle önümüzdeki süreçte sıkıntıların daha da artması söz konusudur...
Ne var ki; hiç olmazsa yolsuzluk ve suistimal olaylarında Rum tarafını örnek alarak bir şeyler yapmalıyız...
Bunu yapanlar belki kısa sürede makamını kaybedecek, hatta saldırıya uğrayacak...
Ama vicdanı rahat, başı dik duracak...
Uzun vadede saygıyla anılır bir siyasetçi olacak...