Bir gün kısa süreli kar yağınca okullarımız tatil oldu...
Okullar tatil olunca, en azından ‘memur anneler’ işe gitmedi...
Rüzgar biraz esince elektriklerimiz kesildi...
Yaşlılar, hastalar, özellikle çocuklar evlerde buz kesti...
Fena mı oldu?..
Kesinlikle hayır!..
Faturalarda, 5-10 TL indirim sağlamış olduk!..
Ayrıca Kıbrıs’ta yaşıyorsanız, her zaman ‘geçmişi’ hatırlayacaksınız...
Anne ve babalarınız, özellikle de nineleriniz ve dedeleriniz sizlere eski günlerden bahsetmeli...
“Bizim çocukluğumuzda evlerimizde soba yoktu, odunla ısınıyorduk... Battaniyelere sarılıp uyuyorduk” diyecekler...
Siz de bugünkü halinize şükredeceksiniz!..
Eyyy Allahım sabırlar ver...
Türk Hava Yolları 60 yıl önce D-3 ve C 47’lerle uçuyordu...
Bugün filosunda dev Boing 777’ler vardır...
Teknoloji değişiyor, ilerliyor, dünyamızda akıl almaz gelişmeler yaşanıyor...
Oturduğunuz yerden fotoğraf gönderebiliyorsunuz...
Dünyanın bir ucundaki insanla yazışabiliyor, konuşabiliyorsunuz...
Ve biz hala 60 yıl önce battaniyeye sarılarak uyuduğumuz günleri konuşuyor, bugün hala aynı yöntemle ısınmak zorunda bırakılıyoruz...
Mısır’ı da solladık
Elektrikler kesildiği zaman üşüyen yaşlı adam veya kadın ne yapacak?..
Tıpkı bebeği gibi battaniyeye sarılıp oturacak veya uyuyacak...
Peki çalışanlar?..
İş gereği aracıyla yola çıkanlar?..
Lefkoşa’nın en merkezi yeri olan Başbakanlık kavşağında yaşananlar bile, elektriklerin kesilmesi sonrasında Mısır trafiğini andırıyordu...
Araçlar birbirine girmiş, kornalar, bağırmalar, küfürler...
Birçok yerden kaza haberleri...
Bu nasıl bir yaşam?..
Bu nasıl bir Avrupa kültürü?..
Bizler hangi kültürle AB’nin parçası olmak istiyoruz?..
Elektrikler kesilince kasaplar, fırınlar, küçük-büyük sanayi tesisleri çalışamaz duruma gelir...
Çalışamayan adam para kazanamaz, evine ekmek götüremez...
Türk çarşısı zaten yılbaşı sonrasında can çekişir oldu...
Bir de sürekli kesilmesine karşın yüksek elektrik faturaları...
Gerçekten bu ülkede artık iş yapmak, cambazlıktan daha zor oldu...
Bir çaresi olmalı
Elektrik Kurumu’nun veya diğer özel şirketin yeterli olup, olmadığı...
Üretimin kalitesi...
Fiyatlandırma politikası...
Bunlar artık masaya yatırılıp, sağlıklı kararlar üretilmelidir...
Bundan 5 yıl kadar önce büyük paralar harcanmış ve iletişim hatlarının yenilendiği açıklanmıştı...
Şimdi ‘iletişim kaçağından’ veya ‘hatların kopmasından’ söz ediliyor...
O zaman sorun nerede?..
Hatların değişimi gerçekten yapıldı mı?..
Yapılmışsa, kalitesi ve garantisi nedir?..
Bunları sorgulayacak ve gerçekleri ortaya çıkaracak bağımsız bir komisyona ihtiyaç vardır...
Güneyde olduğu gibi, kuzeyde de bu tür komisyonlar oluşturulabilir...
Tabii istek varsa...
Ne var ki istek yok...
Yaşadığımız tüm sorunların kökeninde siyasilerdeki cesaretsizlik ve isteksizlik vardır...
Bir veya iki kişiyi koruma pahasına, bir ülkenin geleceğini karartabiliyorlar...
Üzücü ama gerçek olan budur...