banner564

Cenevre, hayalet ve hortlak

Cenevre’deki Zirve ile ilgili yorum ve değerlendirmeyi zirve sonrasına bırakmak gerekir. Ancak üzerinde durmamız gereken en önemli husus, toplum içinde dolaşmaya başlayan cepheleşme “hayaletidir”. Elbette ki toplum içinde farklı beklentileri olan kesimler olacaktır. Bu gerçekte bir zafiyet değil, ciddi bir toplumsal dinamik kaynağıdır.
Fakat gelişmeler böyle şekillenmiyor. Çünkü dış siyaset; toplumsal gelecek için değil, iç siyasette bir ötekine üstünlük sağlama aracına yeniden dönüyor. Dönüyor dedim, çünkü tarihimizde dış politikayı iç siyasetin argümanı haline döndürmenin bize yaşattığı acı sonuçları yine unutmaya başladık. 
Evet, 2004 yılına kadar Kıbrıs sorununa endeksli siyasi bölünme, bu topluma çok pahalıya patladı. 2000’li yılların başında, 2004 Nisan Referandumuna kadar, iki farklı tez, yaygın olarak Kuzey Kıbrıs’ta tartışmaların temeli oldu. Çok farklı görüşler, en sert ifadelerle tartışıldı. Ancak ne kafa ne göz yarıldı. En ilginci; 22 Nisan 2004 gecesi yaşandı. 24 Nisan 2004’te gerçekleşecek Annan Planı Referandumunda “Evet” denmesini isteyen on binlerce insan, saat 20.00 itibarıyla İnönü Meydanı’nda toplandı. Aynı Referandumda, “Hayır” denmesini isteyenler de, aynı saatte, on binlercesi ile Küçük Kaymaklı Şehitler Anıtı ve Terminal Meydanı’nda toplandı.
Bilmeyenler için yazalım. İki meydan arasındaki mesafe, kuş uçuşu 800 metre kadardır. Bir birine çok yakın bu iki alana gelen Evet diyenle, Hayır diyenler; aynı park yerlerine otobüs ve arabalarını park edip, çok farklı tezlerini hararetle savunmak için miting meydanlarına gittiler. Ateşli ve etkili konuşmaları dinleyip, bununla ilgili müthiş coşkular yaşadılar. Mitingler bitti, yan yana duran arabalarına, otobüslerine bindiler ve evlerinin yolunu tutular. O ciddi farka karşın; ne bir cam kırıldı ne kavga oldu ve kafa, göz yarıldı. Selamlaştılar ve gittiler. 
24 Nisan’dan sonra ise Evet denmesine herkes saygı duydu. Hatta o güne kadar, “çözüm çözümsüzlüktedir” diyenlerde, “biz de çözüm isteriz” dediler. Kimse de onlara hakaretle bakmadı. 
Pek çok soruna karşın, geçen son Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar toplumda, eski cepheleşme yaşanmadı. Ancak son Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, o eski hayalet, dolaşmaya başladı. Bunu içinde, sensin bunun sorumlusu, yok sensin çatışmasına da gerek yok. Çünkü o hayaletten kimse memnun olamaz. Ancak sağda veya solda, sübjektif niyetler için bunu hortlatmak isteyenler var.
Bu gün toplum; döviz krizi, yüksek faiz ve enflasyonla, Pandemi nedeni ile oluşan ekonomik durgunluğun birleşmesinin çok yönlü bunalımını yaşıyor. Her kesim, ciddi ekonomik sorunla yüz yüzedir. Ancak en başta yöneticiler olmak üzere; farklı kesimler bunları ele almak yerine; Kıbrıs sorunu üzerinden cepheleşme ile bunların tartışılmaması için eski hayaleti hortlatmanın peşine düştü. 
En ilginci de yıllardır, “hep Kıbrıs sorunu ile ilgili uğraşıp, iç sorunları ele alamıyoruz” diyen kimi orta sağ kesimlerin tutumudur. Bunlar, ağırlaşan ve krize dönen ekonomik sorunları; Pandeminin yol açtığı ortak toplumsal endişenin getirdiği imkanla tartışıp, çıkış yolunu toplum olarak planlamaya besin sağlayacaklarına, cepheleşme hayaletini hortlatmak gayreti içine girenlere sessizce bakıyorlar. 
Demek ki hala önemli toplumsal, ulusal sorunları aşmak için içte, demokratik hukuk devleti ilkeleri temelinde farklılıkların yan yana bulunmasının değerini kavramadık. Bu nedenle hala o en eskiye, yeni diye sarılma meraklıları var. Yani Ekonomik ve Demokratik Sorunları örtmek için; dış siyasi, toplumsal veya ulusal sorunları, duygular temelinde istismar ederek, toplumu cephelere bölmek. Bu yol çok yanlıştır. Bölmek, toplumsal sorunların çözüm dinamiğini azaltmak demektir. Bizim hayaletlerin hortlatılmasına değil, yeni demokratik enerji için ortak toplumsal mantığa ihtiyacımız var.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 4 yıl Önce

Üstadım bunları iç piyasaya değil de ruma yunana anlatsanız saygilar

Turkish power
Turkish power - 4 yıl Önce

Yani kazığı yedikçe zevk almaya devam edilmesini mi öneriyorsunuz

Turkish power
Turkish power - 4 yıl Önce

Nolur nolur nolur mu diyelim

banner471

banner473