Genellikle yaz aylarına özgü hava sıcaklığı ile ilgili bir söylem var. “Hissedilen sıcaklık” ile gölgedeki sıcaklık derecesi. Havadaki nem oranı ve diğer etkenlerden ötürü termometrenin derecesinden daha yüksek olarak sıcaklık hissedilir. Gölgedeki sıcaklık derecesi, açık havadakinden daha düşüktür.
Bu enflasyon koşullarında, hep, bu aklıma gelir. Çünkü resmi rakamların gösterdiği Hayat Pahalılığı, enflasyon oranı ile çarşı, pazarda ve yaşamın her alanında insanların yaşadıkları ayni değildir. İnsanların günlük yaşamlarında yaşadıkları, hissedilen sıcaklık gibi yada gölge yerden çıkınca karşı karşıya kalınan esas sıcaklık gibidir. Nitekim, açıklanan Kasım ayına ait %4,42’lik HP oranına dönük olarak, Kamu Sen Başkanı Sayın Metin Atan ile KTAMS Başkanı Sayın Güven Bengihan açıklanan bu oranı kabul etmediklerini beyan ettiler.. Çünkü, pahalılığın “kızıl güneşi” altında yananın gördüğü gerçek ile gölgede oturanın farkı var. Tıpkı sıcaklığı hissedenle, derecenin arasındaki fark gibi.
Eğer bir devlette, tüm veriler ve göstergeler yaşanan gerçekle uyumsuzsa, o devletin yurttaşları için ve yurttaşların da devlet için yapacaklarının; ne tadı, ne tuzu kalır. Bu durum yalnız HP oranın da mı var? Nüfus, eğitim, sağlık, ekonominin tüm alanlarında da gerçek ile resmi olarak ifade edilen rakamlar arasında tutarsızlık ve ciddi farklar var. Bakın, 2024 Bütçesi görüşülüyor. Bu görüşmelerde ayni zamanda gelecek yıllara dair öngörüler de var. Devletin ilan ettiği, “Temel Ekonomik Göstergeler” bu görüşmelerde, bugün ve gelecek üç yıl için önemlidir. Şimdi bu tabloda, 2022 kesin hesaplamaları ve 2023’ünde kesine yakın öngörüsü olması gerekir. Ancak tablonun altında yazana bakalım.
“2022 İhracat ve İthalat rakamları henüz netleşmemiştir. 2022 İhracat tutarına Güney Kıbrıs ile Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında yapılan ticaret henüz netleşmediği için eklenmemiştir.
“ 2023 yılına ait enerji, demografi, ticaret gibi konularda herhangi bir veri elde edilmediği için GSYİH tahmini için veri oluşturulmamıştır”.
Bu açıklamaya dayanan, “Temel Ekonomik Göstergeler” tablosu ile 2024, 2025 ve 2026’ nın öngörüsü de yapılıyor. Hele, “2023 için enerji, demografi ve ticaret için verilere ulaşmadık” itirafı ile “2022 İhracat ve İthalat rakamları henüz netleşmedi” sözü, durumun vahametini ortaya koymaktadır.
Yani eğer devlet, iç ve dış kamuoyuna o memlekette yaşanan ekonomik, sosyal, demografik durumla ilgili net, objektif doğru veri ortaya koymazsa, ona demokratik hukuk devleti diyemem. Bu nedenle bu yapı, çocukluğumuzda izlediğimiz Casper Karton filmine döner. Yurttaşın gözünde bu yapı, hayalet Casper gibi olur. Onu gören ya korkar, ya kaçar. Bakın, Temel Ekonomik Göstergelerde, “2023 yılına ait enerji, demografi, ticaret gibi temel konularda herhangi bir veri elde edilmediği için GSYİH tahmini için veri oluşturulamamıştır”; denirken, %2,5 Reel Büyüme ve Kişi Başına Düşen Milli Gelirin ise 15.675 bin dolar olduğu yazılıyor. Ayrıca 2024 de bunun, 17 bin dolar. 2025’te 19 bin dolar ve 2026’da 21 bin dolar olacağı öngörüsü yapılabiliyor. İşte bu hal Casper, yani hayalet olmak halidir. Devlet, bu hale düşürülemez. Hele bunu devletçi geçinenler yapıyorsa, o zaman iki kez vay vay çekmek gerekir. Enerji, Demografi, yani nüfus ile Ticaret konusunda verilere, 2024 Bütçesinin görüşülmesinde hala ulaşılmamışsa, senin Hayat Pahalılığı oranına kim inanır? İşte devletin içine düşürüldüğü Casper, “Var ama yok hali” budur. Bu, Kıbrıs’ta yaşamaya çalışan toplumun kurumsal varlığını ve demokratik enerjisini söndürmek demektir.
Casper, HP, hissedilen ve gerçek
- 07 Aralık 2023, 10:28
- 124
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi