banner564

Büyük hedefler önemlidir

Türkiye, Avrupa’nın ‘en büyük’ 6’ıncı ekonomisidir...

   Ama AB üyesi değildir...

   Çek Cumhuriyeti, Polonya, Portekiz, Romanya gibi AB üyesi ülkelerin ekonomisi Türkiye’nin çok gerisindedir...

   Türkiye yıllar önce Gümrük Birliği’ne girmek suretiyle AB ülkelerine yönelik ihracatını artırdı...

   Bunun ardından üyelik müzakereleri başladı...

   Müzakerelerin ilerlemesinde en büyük engellerden biri Kıbrıs sorunudur...

   Rum tarafı ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ adıyla AB üyesi olduğu için, bazı başlıkların açılmasını engelliyor...

   Bazı kesimler “Türkiye; Kıbrıs sorununu çözmek için en büyük tavizleri verse bile, AB üyesi olamaz... Türkiye’yi hiçbir zaman üye yapmayacaklar... Çünkü; AB bir Hristiyan Kulübü’dür” diyor...

   Bu düşünce ne kadar doğrudur bilinmez...

   Bilinmesi için de Türkiye’nin, Kıbrıs konusunda bazı adımlar atması gerekirdi...

   Ve 2004 yılında önemli bir adım attı...

   Bütünlüklü bir çözüm için Annan Planı’nı destekledi...

   Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı devre dışı bırakacak kadar cesur örnekler sergiledi...

   Ama buna yaklaşmayan Rum tarafı oldu...

 

İkincisinde sonuç farklı mı olur?

 

   Şimdi yine bazı kesimler senaryo üretiyor ve Rumların ikinci kez ”hayır” diyeceğini iddia ediyor...

   Daha ortada bir çözüm planı olmadığına göre; ikinci kez “hayır” çıkar mı bunu şimdiden kestirmek imkansız...

   “Ama onlar adanın tümünü istiyor” diyenler var...

   İsteyebilirler...

   Onlar istiyor diye, adanın tümünü verecek halimiz yok...

   Ne var ki; artık eğri oturup, doğru konuşma zamanıdır...

   Onlar 1963-1974 arasında çok sayıda Kıbrıslı Türkü katlettiler...

   Çok sayıda insanı evlerinden, köylerinden kovdular...

   Silahlı çetelere destek verdiler...

   Bunun sonucu olarak da 1974’te ağır bir darbe yediler...

   Bundan ders çıkarmamış olabilirler mi?..

   Azınlık bir kesim çıkarmamış olabilir...

   Ama bu konuda genelleme yapılamaz...

 

Biz ne istiyoruz?

 

   Önemli olan bizim ne düşündüğümüz ve ne yapmak istediğimizdir...

   Çözüm mü istiyoruz?..

   Cevap “evet” ise bu konudaki düşünceleri ileriye taşımamız gerekiyor...

   Ama Rum bizden peşinen Maraş’ı istiyor!..

   Eğer oradaki evler onların ise vereceksiniz...

   Kırk yıldan beri kapalı tutulan bir kenti sonsuza dek bu şekilde savunamazsınız...

   Size daha fazla izin vermezler...

   Ama maraş Vakıf malı imiş...

   Ne zamandan beri?..

   Dünyada geçerli olan tapu belgeleridir...

   Eğer Vakıf mali ise tapusunu gösterir o mülkü talep edersiniz...

   Değil ise, eski kitaplardan ortaya çıkarılan bazı satırları ileri sürerek, etkili bir siyaset yürütemezsiniz...

   Kimse size inanmaz...

 

Ercan çok önemli

 

   Önemli olan Maraş’ı verirken, karşılığında birşeyler alabilmektir...

   Sadece Ercan’ın uluslararası uçuşlara açılması, Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisini  patlatır...

   Doğrudan uçuş, iyi bir tanıtım ve pazarlama ile buraya paralı turist akışı başlar...

   Turizmin gelişmesi, hayvan üreticilerinin, kasapların, sebzeci ve meyvecilerin, lokantacıların, taksicilerin, tekstil ve sanayi kesiminin gelişmesi, ürettiğini satabilmesi demektir...

   Hepsinden önemlisi Türkiye’nin kilitlenenen müzakere başlıklarının açılması sağlanır...

   İşte o zaman AB’nin ne kadar samimi olduğu da ortaya çıkar...

   Olumsuz senaryolarla daha uzun yıllar bu şekilde siyaset yapılamaz...

   Kıbrıslı Ruımlar da, Türkiye’de çözüm isteyen AK parti iktidarının bir şans olduğunu unutmamalı...

   Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a saldırmak yerine, uzattığı zeytin dalını tutmalıdırlar...

YORUM EKLE

banner471

banner474