banner564

Büyük balık, küçüğü yutar

   Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler, Ermeniler, Maronit’ler ve Latin’ler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıdır!..

   Rumlar her zaman bunu söylüyor...

   Öyle mi?..

   Öyleyse; 1960’ta kurulan devletin 2 ortağından biri olan Kıbrıslı Türkleri, neden silah zoruyla uzaklaştırdınız?..

   Neden ‘çiçeği burnunda’ bir devleti yıkmak istediniz?..

   Eğer geçmişte yapılanlardan rahatsızlık duyuyorsanız, o zaman Bakanlar Kurulu’nda 3 kişilik Türk kontenjanını iade ediniz...

   Avrupa Parlamentosu’ndaki 2 sandalye hakkımızı da iade ediniz...

   Kıbrıslı Türkler; 2 sandalyeye kimin oturacağını kendileri kararlaştırsın...

   Sizler de 4 sandalyeyi kendi aranızda paylaşın...

 

Asla N’olamaz

 

   Bunu yapmaya yanaşmıyorlar...

   Peki ne diyorlar?..

   “Seçime katılıp, şansınızı denersiniz”...

   Allah aşkına...

   Bir tarafta 608 bin Rum seçmen...

   Diğer tarafta ‘Kıbrıs Cumhuriyeti kimlik kartı taşıyan ve 60 bini bile bulmayan’ Türk seçmen...

   Böylesi bir aritmetik karşısında Kıbrıslı Türklerin hiçbir şansının olmadığını herkes biliyor...

   Kaldı ki; 60 binin oy kullanmasını da sudan sebeplerle engelleyebiliyorlar...

   Avrupa Birliği; gözlerini ve  kulaklarını tıkadığı için bunları görmüyor, duymuyor...

   Rum İçişleri Bakanı Hasikos’un söylediklerini de duymaz elbette...

   Hasikos’un dedikleri şöyle:  

   “Bazı kişiler bağırıyor diye adresleri olmayanlara oy kullanacaklarını söyleyemeyiz. Yani 3, 5, 10 kişi bağırdı diye seçimleri tehlikeye mi atacağız?..”

   Gördünüz mü bakanın söylediklerini...

   Üç beş Kıbrıslı Türk sınır kapısında bağırdı diye, kendilerinin koyduğu kuralları mı çiğneyeceklerdi?..

   Asla...

 

Çevik Kuvvet’in gölgesinde

 

   Kıbrıslı Türkler; bu seçimlere ‘saf düşüncelerle’ katıldılar...

   “Medem ki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kimlik kartını taşıyoruz, o zaman seçime katılıp şansımızı deneyelim” dediler...

   Barikata gidince de hayal kırıklığı yaşadılar...

   Çözümün en katı savunucularından Şener Elcil’e bile oy kullandırmadılar...

   Elcil ve arkadaşlarının ses yükselteceğini hissettikleri anda Çevik Kuvvet’i seçim bölgesine gönderdiler...

    Rumların bunu yapmasını şahsen hiç yadırgamış değiliz...

   Ama Avrupa Birliği’nin, yaşananlar karşısındaki sessizliği hem düşündürücü, hem de ürkütücüdür...

   Rum Çevik Kuvveti sandık başında eylem yapanların kafasına topuz vurmuş olsaydı bile AB’nin “bu iç meselenizdir” diyerek  hiçbir şey yapmayacağını çok net bir şekilde anlamış bulunuyoruz...

 

Delaware olayını anımsattı

 

   Bir süre önce ABD’nin Delaware Eyaleti’nde bulunan Delaware Körfezi’nde ilginç bir deneme yapılmıştı...

   Uzmanlar; inceleme amacıyla büyük bir köpekbalığı tutmak için saatlerce uğraş verdiler...

   Baktılar ki olmuyor; bu kez küçük bir balığı yakalayıp, yem olarak denizde sallamaya başladılar...

   Büyük köpekbalığı, küçüğü yutmak için su üstüne çıkınca, oltaya takıldı ve yakalandı...

   Bu olay, Türk basınında “Büyük balık, küçüğü yutar” başlığı ile yansıtılmıştı...

   Bizim yaşadıklarımıza uyan bir başlık...

   Bir tarafta 608 bin seçmen ve Çevik Kuvvet...

   Diğer tarafta ‘adres eksikliği’ gerekçesiyle oy kullanamayan 60 bin seçmen...

   Büyük köpekbalığı gibi seni bir nefeste yutarlar!..

 

YORUM EKLE

banner608

banner473