Müzakerelerin başlamasından aylar sonra ve Türk tarafının ısrarlı talebi üzerine ‘İki toplumlu eğitim komitesi’ kuruldu...
Rum tarafı bu komiteye eğitim uzmanlarının yanı sıra tüm partilerden temsilci atadı...
Kıbrıs Türk tarafı ise sadece belirli bir görüşü savunan adayları tercih etti...
Komitenin kararı çerçevesinde Kıbrıslı Türk öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte Rum okullarını ziyaret etmeye başladı...
Fakat Rum çocuklarının buna karşılık vermesi ‘kilisenin’ ve ‘Rum Eğitim Bakanlığı’nın baskıları sonucunda engellendi...
Bu kadar da ırkçılık olabilir mi?..
Olabiliyor...
Küçücük çocuklara “İşgal bölgelerine gidemezsiniz” denilerek, ikili ilişkilerin gelişmesine engel olundu...
Kıbrıs Türk tarafı bunu cılız bir sesle eleştirdi...
O kadar...
Eğitim örgütlerimiz en ufak bir tepki vermedi...
Rum Eğitim Bakanlığı’nı eleştiren olmadı...
Yeni karar
Mesele bununla da kalmadı...
Rum tarafı bu konuda yeni bir karar üretti...
Ve iddiaya göre; komitenin Türk üyelerini de ikna etti...
Buna göre; iki taraftan öğrenciler ve öğretmenler artık Ledra Palace Sınır bölgesinde buluşacak...
Böylece Rum çocukların ‘işgal bölgesine’ geçmemesi konusundaki kilise ve bakanlık kararına boyun eğilecek...
Tam bir fiyasko...
Kıbrıs Türk tarafının böylesi bir aşağılanmayı ve hakareti içine sindirebileceğini düşünmek dahi istemiyoruz...
Bu resmen Kıbrıslı Türklere hakarettir...
Kıbrıslı Türkleri küçümsemek, yaşanan tarihi olayları tek yanlı yorumlamaktır...
Suçlu sandalyesine Türkleri oturtan ezeli Rum tezini güçlendirmektir...
Bunun kabulü mümkün değildir...
Irkçılığa, gerilime ve şiddete karşıyız...
İki toplumun tüm bireylerinin yakınlaşmasına saygılıyız...
Ama bir tarafı aşağılamak suretiyle yakınlaşmanın sağlanamayacağı bilinmelidir...
Girne’yi istemiyorlarsa; buyursunlar 1960’lı yıllarda hem okul, hem de göçmen kampı görevini üstlenen Lefkoşa’daki Atatürk İlkokulu’na gelsinler...
Buyursunlar, Lefkoşa Türk Lisesi’ne gelsinler...
Ama güneydeki okulları ziyaret eden Kıbrıslı Türk öğrencileri ve öğretmenleri sınır bölgesine taşımasınlar...
Bizleri küçük görme alışkanlığını terk etsinler...
Barışın yolu ‘karşılıklı saygıdan’ geçer...