Yunanistan’daki Hrisi Avgi (Altın Şafak) örgütü, KKTC Bakanlar Kurulu tarafından 2014’te ‘terör örgütleri’ listesine alındı...
Ancak, AB üyesi olan Yunanistan bu örgüte siyasallaşma hakkı verdi...
Sözde insan haklarına, hukuk ve adalet ilkelerine bağlı olan Avrupa Birliği, bu terör örgütünün siyasallaşmasına tepki göstermedi...
Daha da kötüsü, bu terör örgütünün milletvekiline Avrupa Parlamentosu üyeliği verildi...
Ne mükemmel değil mi?..
Avrupa Parlamentosu’nda görev alan, Altın Şafak temsilcisi emekli generel Eleftherios Sinadinos, geçtiğimiz ay içinde çok küstahça bir konuşma yaptı...
Türklere ‘barbarlık’ ve ‘köpeklik’ bastı...
Ne yazık ki; Barış Dilimiz bozulmasın diye bizlerden hiç kimse bu adama ağzının payını vermedi...
İçindeki kin ve nefreti kustuktan sonra faşist generali genel kurul salonundan çıkaran Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz daha sonra Kıbrıs’ı ziyaret etti...
Amacının, çözüm konusunda tarafları cesaretlendirmek olduğunu söyledi...
Ardından Avrupa Komisyonu, Kıbrıs’ı çözüme hazırlamak için yeni bir komisyon kurdu...
Ama hiç kimse, Rum-Yunan tarafının faşist örgütlenmelerine ve Türklere yönelik hakaretlere eleştiri getirmedi...
Hrisdi Avgi’nin bir uzantısı Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteriyor...
KKTC Bakanlar Kurulu tarafından terör listesinde yer alan ELAM adlı bu faşist örgüt, şimdiki durumda bile Türklere saldırmaktan çekinmiyor...
Bırakın sıradan vatandaşları, Kıbrıs’a çözüm gelmesi için elinden gelen her şeyi yapan, hatta tarih kitaplarımızın değiştirilmesine öncülük eden CTP lideri Mehmet Ali Talat’a bile sopalarla saldırdı...
Gelecek ay içinde yapılacak olan seçimlere katılacak olan bu partinin barajı geçmesi ve parlamentoya girmesi halinde, AB açısından ikinci büyük skandal yaşanacak...
Gerçekler bilinmelidir
Bunları neden yazıyoruz?..
Elbette gerçekler bilinsin diye...
Elbette 1974 öncesinde büyük acılar yaşamış olan halkımızın, yeni acılar yaşamaması için...
Bizleri yönetenler sağlam bir anlaşma yapsın diye...
Ve tek yanlı hareketleriyle bizlere güven vermeyen AB yetkilileri gerekli mesajı alsın diye...
AB kurumları gerekli mesajları alır mı, almaz mı bilemeyiz...
Ama bizler, geleceğimizi sağlama alacak adımlar atmak zorundayız...
Çözüm olacak diye; Kıbrıslı Türkleri kısa sürede yok edebilecek bir oldu-bittiye getirilemeyiz...
Çözümün olmasını Rumlardan çok daha fazla istediğimizi yeterince kanıtlamış durumdayız...
Tarih kitaplarımızı değiştirerek, Rumlarla iyi ilişkiyi ön plana çıkardık...
Devlet Ajansı’na ‘Barış Dili’ talimatları verdik...
Hepsinden önemlisi kapsamlı çözüm planına 2004 yılında “evet” dedik...
Bunu reddeden tarafın, aradan 12 yıl geçtikten sonra ikinci kez mükafatlandırılmasını öngören tehlikeli planlara “evet” diyemeyeceğimizi herkes anlamalıdır...
Kıbrıslı Türkler açısından, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamı şarttır...
Her fırsatta bunu kabul etmeyeceklerini söyleyen Rum lideri Anastasiadis’in bir kez daha ‘OHİ’ye oynadığını artık herkes görmelidir...
Kutsokumnis fırtınası
Güney Kıbrıs’taki siyasi partilerin tümünün Türklere karşı iyi niyet beslemediğini bir kez daha kanıtlayan, önemli bir gelişme yaşandı...
Rum Futbol Federasyonu Başkanı Kostakis Kutsokumnis, İstanbul’daki dostluk maçında ay yıldızlı Türk forması giydiği için inanılmaz saldırılara uğradı...
Halbuki; Kutsokumnis bu formayı Türkleri küçük düşürmek için giydiğini söyledi...
TFF Başkanı Demirören’in Yunan forması giymesi halinde bundan ‘utanç duyacağını’ söyledi...
Adam, Türklere karşı bu kadar küstah, bu kadar utanmaz olduğu halde, sırf Türk forması giydi diye Rumların sağından ve solundan tepki gördü...
Her fırsatta Kıbrıslı Türklerin de ilerici partisi olduğunu söyleyen AKEL bile, faşistlerle birlikte Kutsokumnis’in kellesini istedi...
Öyleyse 1960’lı ve 70’li yıllardan bu yana AKEL’de ne tür değişimlerin olduğunu bizlere kim izah edecek?..
1973’te CTP’nin önde gelenleri ile görüşme yaparak ENOSİS’e destek isteyen AKEL’de ve diğerlerinde değişen hiçbir şey yoktur...
Kutsokumnis, aylarca, yıllarca Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu ile görüşmeler yaptı...
İsviçre’ye gidişler-gelişler oldu...
KTF Federasyonu, Rum talimatlarının altına girmeyi kabul ettiği halde, KOP’a üye yapılmadı...
Kutsokumnis, bizim tarafa tokat üstüne tokat vurdu...
Üye yapılmamız halinde ‘Kıbrıs Takımları arasında olamayacağımızı’ söyledi...
Kıbrıs Türk takımlarının ‘mahalle takımı’ statüsünde olacağını ilan etti...
Türk ve Rum takımlarının maç yapamayacağını, herhangi bir Türk takımının maçını izlemek için kuzeye geçmeyeceğini itiraf etti...
Aslında bu adam Rum Yönetimi’nden ve Yunanistan’dan ‘altın madalya’ ve ‘üstün şeref belgesi’ almayı çoktan hak etti...
Ama Rum liderliği, bunu yapmak yerine ay yıldızlı forma meselesinden dolayı onu vatan haini ilan etti...
İşte sadece bu son örnek, Kıbrıslı Türkleri ne büyük tehlikelerin beklediğini anlamak için yeterlidir...
Anlamayan varsa onları uyandıracak birileri bulunmalıdır...
İşte kazan...
İşte ateş...
Ya içine atlayıp intihar edersin...
Ya da aklını başına toplayıp, kendi emniyetini daha da kuvvetlendirirsin...
Okullarımızda "tarih" diye okutulan saçma sapan 'kitaplar' ın DÜZELTİLMESİNİ TALEP EDEN-siz dahilReşat bey- hiç kimse çikmadı. Türk gençliği afyonlanmaya devam ediliyor...İVEDİLİKLE GENÇLERE GERÇEK TARİHİMİZ ÖĞRETİLMELİDİR...KONUNUN ÇOK HAYATİ OLDUĞUNU İDRAK EDEMEYECEK TEK BİR KIBRIS TÜRKÜ VAR MI?