Doğası, denizi, iklimi, tarihi eserleriyle güzel bir ülkede yaşıyoruz...
Ama bunun kıymetini bilmiyoruz...
Bu güzel ülkeyi dünyanın en gözde bölgesi haline getirmek yerine; Türkiye’nin kopyaladığımız 1970’li yılların siyaset düzeniyle her açıdan geriye götürmek için büyük çaba harcıyoruz...
Halbuki; hem güzel bir ülkede yaşıyoruz, hem de dünyanın en şanslı insanlarıyız...
Bazıları bu görüşe karşı çıksa da gerçek durum budur...
Bir defa savunma giderimiz yoktur...
Son 43 yılda bu ülkede herhangi bir silahlı çatışma olmamışsa bunu Türk askerinin sağladığı güvenlik ortamına borçluyuz...
Türk askerinin giderlerini Türkiye karşılıyor...
Ayrıca, Kıbrıslı Türklerin kalkınması ve güneyle yarışabilir duruma gelmesi için Türkiye her türlü altyapı projelerimizin parasını ödüyor...
Yol mu istiyorsunuz?..
Alın parasını...
Su boruları mı değişecek?
Ona da evet...
Hasta hayvanlar için aşı paranız mı yok?..
Onu da verelim...
Hayvanların aşılanması için proje gerekmiyor...
Ama Akdeniz köyünün asbestli su boruları döşenecekse bunun için proje gerekiyor...
Projeyi kim yapacak?..
KKTC’nin ilgili kurumları...
Ama kurumlar çalışmıyor...
Sadece 700 metre uzunluğundaki su borularının değişmesi için gereken projeyi Su Dairesi 6 ayda hazırlayamıyor...
Peki kimin umurunda?
Hiç kimse de bunun hesabını sormuyor...
Önlem almaya, yanlışları düzeltmeye yanaşmıyor...
En basit sorunları meyhane masalarında çözmeyi gelenek haline getirmiş olan siyasilerimiz bu güzel ülkeye kötülüklerin en büyüğünü yapıyor...
İyice düşünelim...
Türkiye, dağları, denizleri aşıp, bizlere içme suyu getirdi...
Uzun yıllar kuraklıktan inleyen, kuyulardan çıkan mükroplu sularla yaşamak zorunda kalan bizlere içme suyu getiren Türkiye’ye karşı saldıranlar oldu...
Bazı dar kafalar buna ‘asalak haline gelme’ yorumu yaptı...
Kasıtlı bir şekilde projenin uygulaması geciktirildi...
Sonunda suyun akışı engellenemedi...
Bu kez de belediyeler fiyatları yükseltti...
Türkiye’nin 2 lira 30 kuruşa verdiği suyu bazı belediyeler halka 7 liradan satmaya başladı...
Bundan daha büyük bir insafsızlık olabilir mi?..
Ne var ki; sağcısı da solcusu da bu tür uygulamalara tepki koymadı...
İktidarı da muhalefeti de halka işkence edenlere karşı önlem almaya yanaşmadı...
Suyun fiyatı yüksek olunca insanlar tüketimde sınırlamaya gitti...
Bir başka rezalet de 5 yıl süreyle uyuyan KKTC hükümetlerinin, Anamur suyunu hala tüm bölgelere ulaştıramamasıdır...
Güzelyurt civarında narenciye ağaçları susuzluktan kuruyor ama, Geçitköy barajında kapasite üzerindeki sular denize dökülüyor...
Böylesi bir çelişki, böylesi bir ihmal görülmüş, duyulmuş değildir...
Sayın Türkeş karar zamanıdır
O nedenle ülkemizi ziyaret etmekte olan Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Türkeş’e seslenmek istiyorum...
Geçtiğimiz yıl KKTC’ye gönderdiğiniz paraların 675 milyon lirası proje yapılmadığı için kullanılmadı...
Siyasiler bundan hiçbir rahatsızlık duymuyor...
Ne var ki; çok sayıda köyümüze halen Anamur suyu ulaşmıyor...
İnsanlarımız ‘kullanılamaz hale gelen’ yollarda can veriyor...
Ana yollarımızın büyük bir kısmında koruyucu bariyerlerin olmaması nedeniyle ölümlü trafik kazaları artıyor...
Tarihi eselerimiz dökülüyor...
Gurur kaynağımız Girne Marinası pislikten geçilmiyor...
Bunların artık iş yapmaz, proje üretmez hükümetler yerine; sivil toplum örgütleriyle birlikte yürülecek bir program dahilinde yapılması gündeme alınmalıdır...
Bir başka önemli konu ise, Güney Kıbrıs’ın turizmde yakalamış olduğu başarı karşısında, KKTC’nin de etkili adımlar atmasıdır...
Daha çok uçak seferi ve daha çok tanıtım ile güneyle rekabet edebilecek bir noktaya gelebiliriz...
Ambargolar devam ediyor diye; Türkiye dışındaki ülkelere yönelik seferlerin yapılmaması doğru bir yaklaşım değildir...
Halen Londra-Ercan arasında ‘Türkiye üzerinden’ aktarmasız uçuş yapılabiliyorsa, Milano, Tahran, Beyrut, Münih ile Ercan arasında da benzeri yöntemle seferler yapılabilir...
Sayın Türkeş, sizlerin desteği ve katkılarıyla bu konuda Türk Hava Yolları’nın teşvik edilmesi, KKTC’nin kendi kendine yeterli hale gelebilmesi açısından çok önemlidir...
Yapılacak çok iş var...
İstersek başarabiliriz...