Kıbrıs’ın insanları ‘ENOSİS’ bayrağı çeken ve Rum halkını silahlayıp, katliamlara teşvik edenler yüzünden çok acılar çekti...
Bunların elebaşlarını aslında herkes biliyor:
General Grivas...
Başpiskopos Makarios...
Tassos Papadopulos...
Nikos Samson...
Önce İngiliz Sömürge İdaresi’ne, daha sonra da Kıbrıslı Türklere yönelik silahlı saldırıları organize edip yöneten bu kişiler sayesinde Kıbrıs adası yarım asrı aşkın bir süreden beri acı çekiyor...
Binlerce insanın hayatını kaybetmesi, iki yüz binden fazla insanın da evlerini terk etmek zorunda kalmasının temelinde ırkçılık vardır...
Peki, bunca acıdan sonra bu anlayış değişti mi?..
Büyük ölçüde ‘Hayır’...
Hala aynı düşünceleri taşıyan ve bu yüzden de Kıbrıslı Türklerle ortaklık kurmaya yanaşmayan insanlar ve örgütler vardır...
ELAM’ın perde gerisinde EOKA vardır...
Tassos Papadopulos hayatta değildir ama şimdi de oğlu Nikolas vardır...
Kapıların kapanmasını istiyor
Nikolas Papadopulos, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in üzerinde uzlaştığı ‘ortak açıklama’ metnine dahi karşı çıktı...
Halbuki; o metinde, tek devlet, tek vatandaşlık ve tek egemenlikten söz ediyor...
Öyleyse Papadopulos buna neden karşı çıkıyor?..
Çünkü metin içerisinde ‘iki bölgeli, iki toplumlu federasyondan’ söz ediliyor...
Bunu istemiyor...
Kıbrıslı Türklerin içinde olacağı herhangi bir yönetim şeklini kabul etmiyor...
Babasının bıraktığı yoldan yürüyerek, iki toplumun uzlaşmasını ve adanın yeniden bütünleşmesini öngören her türlü girişime şiddetle karşı çıkıyor...
En son çıkışını da CTP’nin, DİSİ ve AKEL ile görüşmesi sonrasında yaptı...
AKEL ve DİSİ yetkililerine “bunlarla neden görüşüyorsunuz” diyerek, sert tepki gösterdi...
Hatta daha ileri giderek, sınır kapılarının kapanması konusunun görüşülmesini istedi...
Neden?..
Türkiye’ye ders vermek için!..
Aklını yemiş olmalı
Sınırların kapanmasını kesinlikle istemiyoruz...
Ama diyelim ki kapandı...
Bundan sadece Kıbrıslı Türklerin zararlı çıkacağını düşünen Rum fanatikleri yanılıyordur...
En ağır faturanın, Kıbrıslı Rum işadamlarına çıkacağını düşünmek zorundadırlar...
Kapıların kapanması halinde onlarca Rum şirketinin daha iflas edeceğini bizzat sağduyu sahibi Rumlar söylüyor...
Öyleyse, Papadopulos’un kışkırtmacılığına ilk tepkiyi Rum işadamları koymalıdır...
Ayrıca bu işadamları artık fanatiklerden gelen tehditleri bir kenara bırakıp, korkuyu atarak mağazalarda Rumca’nın yanı sıra İngilizce ve Türkçe’yi de kullanmaya başlamalıdırlar...
Promosyon ürünlerinde bile sadece Rumca ifadelerin bulunması bir ırkçılık örneğidir...
Binlerce Kıbrıslı Türk ve yabancı müşteriye karşı saygısızlıktır...
Yapılan bu yanlışa karşın, Kıbrıslı Türklerin, Rum mağazalarından alış-veriş yapmaları karşısında ‘şapka çıkarmaları’ ve Papadopulos gibi ırkçı beyinleri şiddetle protesto etmeleri gerekir...
Ayrıca, birilerinin artık tüm Rum halkına ve Yunanistan hükümetine çok net bir mesaj vermesi kaçınılmazdır:
“Türkiye ile çatışmak yerine, çözüm fırsatını değerlendirip, ülkenizi birleştirin ve Kıbrıslı Türklerle birlikte mutlu olmaya bakınız... ENOSİS uğruna yeni acıların yaşanmasına fırsat vermeyin... Çünkü ENOSİS hiçbir zaman olmayacak...”
