Brexit  süreci İngiltere siyasetinde ve ekonomisinde dalgalanmalar yaratıyor. Bunun içeriğine girmeden öncelikle bir noktayı gerçekten değerlendirmek gerekir.
 İngiltere’nin AB'den ayrılmasını savunan ve Referandumda ayrılmak için evet oyu kullanılmasını savunan çok bilmiş milliyetçilerin,  Brexit için yaşanan bu çıkmazla ilgili önerileri işe yaramıyor.
Çünkü bu adımın atılmasını isteyenler, insanların yaşanan sıkıntılardan ötürü tepkilerini, milliyetçi dürtülerle kaşıdılar. Sonrası için bir planlamaları yoktu. Amaç, milliyetçi öngörülerle AB sürecinin getirdiği uluslararası ekonomik, insani ve demokratik ilişkilerden çıkmaktı.
Sonuç tam bir çıkmaz. Dolayısı ile bu hataya, yüz yıllara dayalı demokratik deney ve birikime sahip İngiltere toplumu da düştü. Tıpkı felsefe, sanat, bilim ve teknolojiye dayalı pek çok gelişmeyi yaratan ve yaşayan Alman toplumunun, zamanında Hitler'in milliyetçi ve ırkçı popülist söylemlerine takılıp, hem kendilerine, hem de dünyaya zarar veren Nazi düşüncesine prim vermesi gibi. 
Bu dar milliyetçi popülist söylemlerle demokratik değerleri önde olan İngiltere toplumu da önünü  ardını  hesaplamadan, duygularla AB'den ayrılma kararı verdi.
Bu kararın yol açtığı pek çok sorun yanında, şimdi en büyük çıkmazlardan biri de;  İngiltere, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda ilişkilerinin ne olacağıdır?
Çünkü 1998’de Kuzey İrlanda’da yaşanan çatışma, savaş ve terörü bitirmek için yapılan bir antlaşma var.  İrlanda Cumhuriyetinin ve İngiltere’nin AB üyesi olması gerçeği, bu sorunun çözümünün ivmesi olmuştu.
Böylece AB üyeliği nedeni yüzünden Kuzey İrlanda , İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınır, İngiltere kapsamında serbest dolaşıma, yerleşmeye ve ekonomik tüm ilişkilere açılmıştı.
Yani AB Süreci, bu tarihi sorunu çözmenin temeli olmuştu. Şimdi, Brexit sonrası bu ilişki ne olacak konusu, çok boyutlu bir soruna dönüştü. Bu sorun, İngiltere’nin gelecekteki birliğini sarsma potansiyeli dahil, oluşan Kuzey İrlanda'daki barış sürecini sarsma potansiyeli de taşıyor.
Bu yüzden Brexit sonrası İngiltere'nin  AB'den ayrılması ile Kuzey İrlanda , İrlanda Cumhuriyeti ve  İngiltere arasında AB üyeliğinin getirdiği serbest dolaşım, yerleşme ve ekonomik ilişkilere bir kontrol düzenlemesi getirmeyi amaçlayan bir düzenleme yapma ihtiyacı doğuyor. 
Buna şimdi,  İngiltere'nin AB'den ayrılması için  popülizmle büyük fırtınalar  koparan, belli milliyetçi çevreler karşı çıkıyor. Muhafazakar hükümeti, milliyetçiler ve muhafazakarlar arasındaki  bu çatlak zora sokuyor. Çünkü onlar bu adımın, İskoçya'daki ayrılıkçı eğilimi kışkırtacağını düşünüyorlar.
Nur Topu...
Kısacası eğer Brexit gerçekleşirse, şimdi İngiltere’nin, İrlanda Cumhuriyetinin, Kuzey İrlanda'nın ve AB'nin;  Nur Topu gibi, Kıbrıs benzeri, bir “Yeşil Hat Tüzüğü” çocuğu doğacak.  
Bunun arkasından yaşanacak olanları gelsinler bize sorsunlar. Böyle ilişkilerin ne sorunlar doğurduğunu bizden öğrensinler.
Dolayısı ile bu yaşananlar, AB  sürecinin  “ kurtulmak istenecek ”  bir şey değil;  aksine, gelişip ilerletilecek bir süreç olduğunu  çoktan açığa çıkarttı. AB “ exitlerle” dağılacak süreç değildir. Çünkü yerine yeni ve daha insani bir ilişki gelmez. Brexit bunu gösterdi.
Bu yüzden öfkelerin üzerine binerek yol almak isteyen milliyetçi popülizm, uluslara, toplumlara huzur  getirmez. Çıkmaz yollar yaratır.
AB süreçlerini desteklemek ve bunun içinde, tarihi toplumsal sorunları çözmek en doğrusudur. Kıbrıs’taki iki toplum ve Türk- Yunan halkları bu nedenle yüzlerini bu sürece yeniden döndürmelidir.
AB, İngiltere ve İrlanda; Kıbrıs gibi yeni bir “ Yeşil Hat Tüzüğüne “ ihtiyaç duymamalı. Onlar ve Kıbrıs’ta iki toplum, ortak değerler ve BM, AB ilkeleri  içinde, siyasi eşit ve saygın ortaklığı geliştirmeli...