banner564

‘Böl ve Yönet’ politikasının etkileri

   Bir ülkeyi dıştan yönetmek ve istediklerinizi empoze etmek için öncelikle kapsamlı bir kamuoyu araştırması yapacaksınız...

   O ülke insanını çocukluk yaşından itibaren iyice tahlil edeceksiniz...

   Hangi durumlarda ağlıyor veya sevinip mutlu oluyor...

   Özel hassasiyetlerini tespit edeceksiniz...

   Bağlılık ve tutuculuk testi yapacaksınız...

   Siyasi eğilimini ne tür söylemler ve hareketlerle değiştirebilirsiniz?..

   Zayıf noktalarını nasıl aleyhinde kullanabilirsiniz...

   Evet bunlar son derece önemlidir...

   Kapsamlı araştırma sonucunda ortaya çıkan sonuçlara göre strateji belirleyip ilerlemek mümkündür...

   Bu arada medyayı kullanmak son derece önemlidir...

   İngilizlerin ünlü bir sözü vardır:

   Divide and rule...

   Böl ve yönet...

   Sanki bizim gibi toplumlar için yaratılmış bir söz...

   Bakın kaç yıldır bu güzel adanın insanları ayrı yaşıyor...

   Dostluk yerine düşmanlık tohumlarıyla beslenmiş insanlar...

   O kadar kan ve gözyaşına rağmen hala geçmişin hatalarını kabullenip, umut verici bir yaklaşım yok...

   Kolay kolay da olmayacak...

   Çünkü gelinen aşamada topumlar kendi içlerinde de bölünmüş durumda...

   Bir tarafın milliyetçileri hala ‘büyük ideal’ peşinde...

   Diğer taraf kahramanlık nutuklarıyla beslenmekte ve hiç bir şey yapmadan yönetimi elinde bulundurmakta...

  Ama üzücü olan şu ki; taraflardan biri daha akıllı, saha sadık, daha cesaretli ve daha becerikli...

   O yüzden sürekli ilerliyor ve gelecek için umutlanıyor...

   Ya bizim taraf?..

   Yarım asırlık sorunları çözemiyor, insanımızı gelecek açısından umutsuzluğa düşürüyor...

   İç cephe dağılmış durumda...

   Bundan istifade eden bir kesim var...

   Onların en büyük sermayesi de ‘vatan-millet’ meselesi...

   Karşı tarafa hainlik damgası vurmak suretiyle ilerleme alışkanlığı...

   Halbuki; sevgi, saygı, bilgi ve beceri; yardımlaşma ve dayanışma anlayışı ön plana çıkarılsaydı bugün çok saha farklı bir duruma gelinirdi...

Özelde farklı bir durum yok

   Siyasette, devlet yönetiminde, ülke sorunlarında yaşananların benzeri ne yazık ki özel yaşamda da kendini gösteriyor...

   Ezici bir çoğunluğun ‘çocukları için yaşadığı’ ve tüm birikimlerini çocuklarına harcadığı bu küçük ülkede nelerin yaşandığını üzülerek gözlemliyoruz...

   Adam tüm birikimlerini harcıyor, hatta borçlanmak suretiyle evladını evlendirip, ona bir yuva kuruyor...

   Güzel günlerin geleceği umuduyla her türlü fedakarlık yapılıyor...

   Peki bu durum ne kadar sürüyor?..

   Bu durum son zamanlarda 3-5 ay veya 3-5 yıl içinde sonlanabiliyor...

   Hem de basit nedenlerle...

   Ya kıskançlık krizi, ya da tatminsizlik...

   Eldekiyle yetinmeme, daha çoğunu isteme; olmayınca da yuva yıkmaya kadar gitme...

   Eskiden ‘durumu düzeltme’ önceliğinde olan hukuk adamlarının da konuyu çıkara bağlaması nedeniyle büyük umutlar kısa sürede yıkılıyor...

   Çocuklar ortada kalsa, ciddi sağlık sorunları yaşansa da bu tür sorunlar giderek artıyor, daha da tehlikeli boyutlara ulaşıyor...

   Evli olmayanlar için de benzeri sorunlar var...

   Bir istiyor, 10 veriyorsunuz...

   Ama sadakatsiz, vefasız, kalleş bir karakteri varsa; bir süre sonra 11’i bulacağı umuduyla başka dala konabiliyor...

   Olmadı bir başka...

   O da olmadı daha da başka...

   Yüzün kızarması, mahcubiyet, utanma duygusu, Allah korkusu diye bir şey yok...

   İşte o yüzden kimse elindekini sonuna kadar harcamamalı...

   İster özel hayatta, ister siyasette hiç kimseye ‘sonsuz güven’ belirtmemeli...

   Her an, her dakika bir kazık yiyecek gibi hazırlıklı olmalı...

   Varsın karşıdaki dürüstlüğüyle ‘eğer varsa’ sizi mahcup etsin...

   Ama siz siz olun enayi sınıfına geçmeyin... 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 8 saat Önce

Gerçekçi Olalım ‘ KKTCyi ne Yönetebildik ve ne de Yönetilebildik ! Dikili taş önünde Milli nutuklar atmaktan başka bir iş yapamayan Yöneticilerimiz ile Güzelim Ülkemizi maalesef mahvettik , Tutulacak yeri kalmayan ve Yaşam koşullarımızın her geçen gün zorlaştığı Dünyaya meydan okuyan KKTCde Fakirleşip Yoksullaştık ! Zenginimiz Fakirimiz ile dökülen Karanlık yollarına çıkmaya korkar olduğumuz Ülkemizde maalesef ne Can güvenliğimiz ve ne de Gelecek güvenliğimiz kalmıştır ! Kıbrıslı Türklerin Turizm Üretim ve İhracatın Altın yıllarını yaşadığı KTFD’tinden Kimsenin Tanımak bilmek istemediği KKTCye geçişle Güzelim Ülkemizi Dünyadan kopardık Gelen Yatırımcıyı Turist’i ve İngilizleri İstemedik ! Milli Nutuklarla kötü huyumuzun kurbanı olup Biz Bize yeteriz dedik KKTCyi getirdiğimiz bugünkü vahim çöküşüne ‘ Kendi Kendimizden başka ‘ Rumlar’ı Yabancıları ve Dış Güçleri nasıl suçlayabiliriz ki ! BM yönetiminde Limanlarımızın Avrupa Standartlarında Dünyaya Açılmasına Hayır Deyip de ’ Bugün Suçluların ve Tetikçilerin rahatça girdiği Dökülen Limanlarımızdan Turizm ve İhracat yapamaz duruma geldik ! Doğasının Yeşilinin yok olduğu Çevre düşmanı Betonlar Ülkesi KKTCde Gençlerimizin Geleceği mi ne olacak ?
Onu da KKTCye doldurduğumuz Cebinde Avrupa Pasaportu olmayanlarımız düşünsün !

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 5 saat Önce

Böl ve Yönet mi ?
Bölünme ve Yönetilme!
Kendi Kendini şayet Yönetemiyor iseniz Birileri gelip Sizi Yönetecektir !
“ Cahiller ve Aptallar olmasa Akıllılara iş mi Kalır !

banner608

banner473