banner564

BM taslak raporu

Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun, BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması için hazırlanan taslak, Güneyde yayınlanan Cyprus Mail gazetesinde yayınlandı. Bu taslak metinde; Kıbrıs sorununa İki Bölgeli, İki Toplumlu, Siyasal Eşitlik Temelinde Federal Çözüm bulunması ilkesi yeniden ifade ediliyor. Ancak Taslak Raporda, Kıbrıs’ta “İki taraf arasındaki sosyoekonomik eşitsizliğin giderek artığı ve bunun, karşılıklı yabancılaşmayı artıracağı endişesi” ifade ediliyor. Bunun, Kuzey Kıbrıs’ta her kesimi irkiltmesi gerekir. Yani, KKTC’deki ekonomik, demokratik bozulma, yalnız kendi toplumumuzu değil, ama uluslararası bir sorun olan Kıbrıs sorunun, tüm aktörlerini ilgilendiriyor. Güneyde enflasyon % 8, Kuzeyde resmisi % 50’lerde ise; sorunun aktif ve dolaylı aktörleri, iyi veya olumsuz niyetler için bunu değerlendirir.
Bakın, 2003’e kadar Kuzeyde Kişi Başına Düşen Milli Gelir, 4000 ABD Doları idi. Ancak Kıbrıs sorunun Federal çözümü ve AB üyeliği dinamiği için, Kıbrıs Türk halkının; 24 Nisan 2004 Referandumunda çözüme dönük Evet İradesi gerçekleşti. Çözüm gerçekleşmedi. Ama bu ekonomik ve demokratik yaşamımızda büyük bir “Big Bang” oluşturdu. Kişi Başına Düşen Milli Gelir 2008’de 16 bin dolara çıktı. Bu zemin, 2009 sonrası Çözüm ve AB süreçlerine yönelik gerçekleşen soğukluk ve Crans Montana sonrası derinleşen çözümsüzlük eğilimi ile bozuldu. Bu bizi, 2009 sonrası önce Orta Gelir Tuzağına; arkasında da derinleşen ekonomik kriz girdabına soktu. “Yeni Siyaset” denen politika ile de kriz, “uçtu”.  Yani kapattığımız fark, yeniden ciddi ölçüde arttı. Demokratik hukuk devleti ilkelerinden ve AB standartlarından uzaklaştıkça bu daha da arttı. Bu şimdi, BMGK raporuna da yansıdı. 
Bu nedenle, olması muhtemel olan 5’li zirvede; BMGK’nin iki taraf arasındaki sosyoekonomik dengesizliğin geliştiği vurgusuna dayanarak, bazı taleplerde bulunmamız gerekir. Bunlar da Yeşil Hat Tüzüğünün engelsiz uygulanması ve geliştirilmesi. Ayrıca Güneyin Bağnazlarının, Kıbrıs Türk Toplumunu, AB Uyum sürecine hazırlıklı kılmak için başlatılan ama Güneyin bloke ettiği zemine geri dönmek. Bunun için BM ve AB’den mali ve teknik desteğin desteklenmesini ve izolasyonların esnetilmesi ile arkasından kalkmasını talep etmek gerekir.
 Bu nedenle Zirve öncesi, yeni geçiş noktaları açılması ile ilgili olarak ipe un serme siyaseti bizi zora sokar. Baksanıza, Sayın Hristodulidis buna oynadı. 8 maddelik öneriyi; ‘ya hepsi, ya hiç biri’ mantığı ile sundu. Ama bunu, Kıbrıs Rum Toplumu içindeki sağduyu sahibi güçler ile BM, AB ve uluslararası güçler gördü. Bunun üzerine o savunma dahi yapamadı. Bu nedenle Kıbrıs Türk tarafı, siyasetinde BM zeminine dönmeli ve Yeni Geçiş Kapıları için de Sayın Tatar’ın zirve öncesi yapıcı olması gerekir.

YORUM EKLE

banner608

banner473