Yıl 2014…
- Rum lideri Nikos Anastasiadis, kendi tarafının gazetecilerine bir akşam yemeği verdi...
Zivaniya ve şaraplar yudumlandıktan sonra, şikayetini dile getiren Rum lideri; gazetecilere aynen şöyle dedi:
“Çoğunuz beni eleştiriyorsunuz. Buna saygılıyım ama yaptığımız hiç mi iyi şey yok?. Bunları neden görmüyorsunuz?..”
Gazetecinin biri Anastasiadis’e soruyor:
“Sayın Başkanım yaptığınız iyi işlerden bir örnek verir misiniz?”
Anastasiadis yanıtlıyor:
“Downer’i kovdum ya...”
- Gördünüz mü ne yaptığını...
- Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin o dönemki Kıbrıs Özel Danışmanı’nı adadan uzaklaştırmayı başarı olarak görüyor ve bununla övünüyordu...
- Downer; Avustralya gibi bir ülkenin en uzun süreli Dışişleri bakanıydı...
- Tam 11 yıl süreyle bu görevi yaptı...
- Uzlaşmazlıklar konusunda ailesinden gelme üstün bir beceriye sahip olduğunu herkes biliyor...
- Göreve atandığı ilk günlerde, Rum tarafından büyük övgüler aldığını da unutmuş değiliz... Araya kara kedi mi girdi?..
- Sonrasında ne olduysa, Rum tarafı Alexander Downer’i ‘istenmeyen adam’ ilan etti...
- Peki neden?..
- İki taraf arasında ‘adaletli bir yaklaşım’ sergilediği için...
- Birçok yerde, Rum tarafının uzlaşmazlığını fark ederek, raporlarında bu konulara yer verdiği için...
- Rum tarafının propagandasına teslim olmadığı için...
Ne ilk, ne de son oldu?
- Ne var ki; Rumların ‘kovduğu’ ilk diplomat Downer değildir...
- Dün hayata veda eden Rum Dışişleri eski Bakanı Nikos Rolandis’in birçok kez itiraf ettiği gibi, Kıbrıs konusuyla ilgilenen ve iki taraf arasında dengeli davranan tüm yabancı diplomatlar aynı saldırılarla karşılaştı...
- Sonuçta, gidenin yerine gelenler de çözüm konusunda başarılı olamadı...
- Kıbrıs sorununun bugüne kadar çözümsüz kalmasının temelinde Rum tarafının hakimiyetçi ve ırkçı düşüncelerinin yanı sıra, Kıbrıslı Türkleri küçümseyen şımarıklığı vardır...
- Hala bu şımarıklıktan kurtulmuş değillerdir...
- Tüm Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı olduğunu iddia eden ve ana muhalefet lideri olduğu dönemde Kıbrıslı Türk ve Rum gazetecileri birçok sosyal ortamda bir araya getiren Anastasiadis; şimdiki pozisyonda benzeri organizasyonlara girişmekten korkuyor...
Neden mi?..
- ‘Görünmez bir el’ engelliyor da ondan...
- Yıllardan beri değişmez Rum siyasetinin bir sonucudur bu yaşananlar...
Çünkü perde gerisinde Yunanistan ve kilise vardır...
- Değişim olabilir mi?..
Çok zor…
Downer sonrasında özel danışman görevini üstlenen Eide çok uğraştı ama o da çözümü başaramadı ve Rumların adadan ‘kovduğu’ adam oldu…
Sonrasında Bayan Lute…
Son bir yıl da Bayan Cuellar…
Cenevre’de ona yeniden görev verildi…
Başarabilecek mi?..
Bekleyip göreceğiz…
Sayın Akar ‘ Rumlar Kıbrıs’ta Çözüm istemiyor da Mevcut Siyasetimiz ile KKTCde Bizler Çözüm mü istiyoruz yani !
Egemen ayrı bir KKTC Siyasetimiz ile gerçekten Çözüm isteyen Siyasetçimiz mi var ! Gerçekleşmesi imkansız KKTC yi Tanıtmak için Uğraşanlarımız ile Egemen Ayrıcılarımız olmayacak bir işin Arkasında koşmakla Çözümsüzlüğe oynamıyorlar mı yani ! Kıbrıs’ta Tüm Dünyanın Kabullendiği Federal bir Çözüm sonrasından Niye bu kadar Korkuyoruz acaba ? Kendi Devletimiz ile Kıbrıs’ta Tanınmış İki AB Üyesi Devletten biri olmayacakmıyız ! ABnin Sunduğu Tüm Demokratik ve Yasal Haklardan bugünkü olduğu gibi uzak mı duracağız yani ! Hangi AB Ülkesinde Hak Hukuk ve Adalet yoktur ki ‘ KKTCde Bugüne kadar Kendimizden başka Suçlamadık kalmadı ! Kötü Siyasetimiz ve Kötü Düzenimiz neticesi Unspoilt North Cyprus denilen Güzelim Ülkemizi yaşanılamayacak hale getirdik ! ve de bugün 3 D gerçekleşmezse Madaya oturmam diyoruz ‘ paralarını alıp Kazıklayıp geri Gönderdiğimiz İngilizler bile bu Halimize Gülüyor !