Amerikalıların icadı olan ‘Black Friday’ son yıllarda adanın her iki kesiminde piyasayı canlandırmaya büyük katkı sağlıyor..
Bizim kültürümüze ve geleneklerimize uyar mıydı, uymaz mıydı bunu bir kenara bırakalım…
Çöken çarşıyı canlandırmak için her türlü fırsat değerlendirilmeli ve ardında başka nedenler aranmamalıdır…
Ne var ki; böylesi bir dönemde dahi bu ülkenin sorumlu kurumlarının sorumsuz davranması gerçekten üzüntü vericidir…
Özellikle başkent Lefkoşa’ya giriş ve çıkışların kilitlendiği bir günde görev yapacak ve trafiği rahatlatacak 2 tane polis 2 tane zabıta memuru görevlendirmek bu kadar zor mudur?..
Polisi ve zabıtayı harekete geçirmesi gereken ekonomik örgütlerin durumu daha da içler acısı…
Ticaret ve Esnaf odaları, polis, belediye, Ekonomi ve Maliye bakanlıkları günler öncesinden toplantılar düzenleyerek, alınması gereken önlemleri saptamalı ve uygulamaya koymalıydı…
Bu kadar basit bir operasyonu dahi yönetememeleri, ülkenin geleceği açısından bizleri umutsuzluğa düşürüyor…
Yine Metehan
Bir başka üzücü konu ise Metehan Sınır Kapısı’nda yaşananlardır…
Bir miktar muhaceret memuru alınmasına karşın, geride bıraktığımız Cuma ve Cumartesi günleri, özellikle de güneyden kuzeye geçişlerde 3-4 kilometreye varan araç kuyruklarının oluşması karşısında üzülmemek elde değildir…
Çoğunluğu Kıbrıslı Rumlara ait araçların güneyde uzun kuyruklar oluşturması ve kuzeye geçiş için bir saate yakın zaman harcanması tamamen yönetim beceriksizliğimizin bir sonucudur…
İhtiyaç duyulduğu saatlerde polis karakolunda oturanları buralara kaydırmak gibi basit önlemlerin alınmamasını başka hangi sözle ifade edebiliriz ki?..
Japonya’da turist arayan KKTC yetkililerinin bir gün olsun bu sınır kapılarına uğramamaları, ilgilerini ortaya koymamaları acı verici bir durumdur…
Kuzeye geçen Kıbrıslı Rumların özellikle akaryakıt alımları için harcadığı paralar sayesinde bütçe gelirlerini artıran KKTC’nin, diğer yandan sınır kapılarının daha düzgün bir şekilde çalışmasını sağlayacak adımlar atmaması ‘tüm ekonomik örgütler tarafından’ kınanmalıdır…
İŞAD’ın başlattığı eylemlerin daha da genişletilmesi ve daha etkili bir hale gelmesi gerekiyor…
Sessiz ve tepkisiz kalmak demek; ayağımıza gelen fırsatların yitirilmesi demektir…
Bu halimize bakanlara alay konusu olmak da ayrı bir sorundur…
İyi pazarlar…