banner564

Bizimle dalga geçiyor

   Adam kurnaz mı kurnaz...
   Bir yandan ‘çözüm senaryosunu’ oynuyor, diğer yandan ‘hakimiyet’ oyununu sahneye koyuyor...
   Kıbrıs Türk tarafının saflığından yararlanarak, müzakere masasında 4 temel özgürlüğü kabul ettiriyor...
   Nüfus konusunda ise önce ortaya  635 bin rakamını koyuyor...
   “Bizim nüfusumuz bu kadar” diyor...
   Türk tarafı da 220 bin rakamını veriyor...
   Bir sonraki toplantıda “kusura bakmayın bir yanlışlık yaptık, nüfusumuzun 803 bin olduğunu tespit ettik” diyor...
   KKTC tarafı, karşı bir direnç göstermek ve kuzeyin de nüfusunu artırmak yerine, bunu kabulleniyor...
   İşte 4 Yunan’a bir Türk hikayesinin perde gerisinde bunlar vardır...
   Sonra çıkıp er meydanında şu beyantı veriyor:
   “Her 4 Yunan vatandaş olduğu takdirde 1 de Türk olacak. Bu kesindir, hiçbir şekilde saptırılamaz...” 
   Sayın Akıncı da doğal olarak 220 bin Türk nüfusun artabileceğini belirtiyor...
   Elbette nüfusumuz artabilecek...
   Ama Rumların 4 artacak, bizim de bir...
   Bu ne demek oluyor?..
   Rum nüfusu 10 veya 20 yıl içinde 400 bin artış gösterirse, Türk nüfusu da 100 bin artabilecek...
   Yani Yunanlıların sayısı bir milyon 203 bine yükselecek, Türklerin de 320 bin olacak...
   Böylesi bir durumda adamlar sana ‘dönüşümlü başkanlık’ hakkı verir mi?..
   Elbette vermez...
   Zaten şu ana kadar vermedi...
   Vermesi de imkansız...
   Anastasiadis istese bile Ulusal Konseyden ve kiliseden izin alamaz...

Büyük manevra
   
  Kıbrıs Türk halkı bir hafta öncesine kadar 2016’da çözüm olabileceğine inandırıldı...
   Rum lideri bu süre zarfında “haydi kardeşler daha çok taviz verin de bu çözüm olsun” diyerek, nüfus ve yönetim konularında müthiş kazançlar elde etti...
   Ayrıca gün gele, kuzeydeki  seçimlerde kendi adaylarına avantaj sağlayabilmek için müthiş bir taktik geliştirildi...
   Nasıl mı?..
   Burasını ‘çok önemli’ bir siyasinin anlattıklarından yararlanarak aktarmak isyiyorum:
   Kıbrıs Türk devletçiğinde yaşayacak olan 50 bin Rum’a seçimlerde oy hakkını garantiye aldı...
   Bunun yanı sıra ‘çapraz oy’ adı altında, güneydeki Rum seçmenlerden yüzde 20’sinin, kuzeydeki seçimlerde oy kullanma hakkı doğdu...
   Rumların tümünün blok oy kullanması ve tümünü kendi adaylarına yönlendirmesi halinde, Türk adaylarının önüne geçebilecekleri bir avantaj elde etti...
   Bazı kesimler “Rumların blok oy kullanacağını nereden bilirsiniz?” iddiasıyla karşımıza çıkabilirler...
   Onlara Rum siyasetini öğrenmelerinden başka bir tavsiyede bulunamayız elbette...

Sırada garantiler ve toprak var
   
   Anastasiadis, bugüne kadar yürüttüğü kurnaz politikalar sayesinde istediklerinin bir kısmını elde etti...
   Geriye toprak ve garantiler kaldı...
   “Ne kadar çok toprak tavizi verirseniz, mülkiyet sorunu o kadar kolay çözülür” diyor...
   Diğer yandan da Türklerin elinde kalacak eski Rum mülkleri için ‘duygusal bağ’ meselesini  mülk sahibi için avantaj olarak elde ediyor...
   Ve yolunda emin adımlarla yürüyor...
   Kıbrıs Türk tarafı “toprak ve garantileri 5’li konferans düzenleyerek bitirelim” diyerek, ikinci Bürgenstoch öneriyor...
   Bunu kabul etmiyor...
   Papadopulos gibi ‘ön hazırlıkların tamamlanmasını’ şart koşuyor...
   İstediklerinin tümüyle kabul edilmemesi halinde 5’li konferansın gerçekleşmeyeceğini belirtiyor!..
   Öyleyse Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin huzurunda görüşerek, bir süre belirleyelim ve çözüm güvencersi verelim...
   Onu da reddediyor...
   Takvimlere ve hakemliğe “OHİ’ diyor...
   Genel sekreterin huzurunda sadece 45 dakika ‘bilgilendirme toplantısı’ kabul ediyor...
   Rum lideri aç kurtlar gibi etrafa saldırırken, Türk tarafı Afrika’nın aç çocukları gibi BM’den gelecek bir parça ekmeğin önüne uzatlmasını bekliyor...
   Anastasiaids, 25 Eylül’de yapılacak ‘içeriksiz’ görüşme öncesinde BM Genel Sekreteri ile özel bir görüşme ayarlayıp, şartlarını ortaya koyuyor...
   “Çağdışı garantiler kalkmazsa referandum da olmaz” diyor...
   Ardından Güvenlik Konseyi’nin 5 Daimi üyesi ile yemekli toplantıda bir araya geliyor ve yine garantilerin kaldırılmasını gündeme taşıyor...
   Adam, Kıbrıs meselesinin 20 Temmuz 1974’te Türk istilası ile başladığını ve ata yadigarı toprakların 42 yıldan beri işgal altında tutulduğunu iddia ederek “Türk askerinin adadan çıkması için baskı kullanmalarını’ istiyor...
   Garantilerin yok edilmesini şart koşuyor...
   Peki Türk tarafı nerede?..
   Kıbrıslı Türklerin 1974 öncesinde yaşadıklarını kim, kime anlatıyor?..
   Bu kadar zayıf bir noktaya mı getirildik?..
   Afrika’da açlıktan ve susuzluktan kırılmış çocuklar gibi bir dilim ekmek mi bekliyoruz?..

Davanın sağı, solu yok
   
  Yunanistan’da aşırı sol ve aşırı sağın iktidarı var...
   Kıbrıs konusunda ortak bir strateji yürütüyorlar...
   Ana hedef, Türk askerinin adadan çekilmesi ve garanti anlaşmasının bertaraf edilmesidir...
   Güney Kıbrıs’ta sağcı iktidar partisi de muhalefetteki komünistler de aynı politikayı savunuyor...
   Peki bizdekiler neden birleşemiyor? 
   Hepimizin hayati bir sorunu olan güvenlik ve garantiler konusunda olsun neden tek ağız olamıyorlar?..
    Son 42 yılın rahatlığı, özgürlüğü ve refahı mı bizleri rahatsız ediyor?..
    Yoksa büyücülere mi teslim olduk?..
 
*****
Diyalog New York’u değil köyleri gezecek
 
   Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum liderinin son manevralarını dikkate alarak New York görüşmesinden mucize beklenmemesini söyledi...
   Toplamda 45 dakikalık bir görüşmeden elbette mucize beklenemez...
   Herhangi bir gelişmenin yaşanmayacağı sembolik bir görüşme nedeniyle Diyalog; New York’a gitmiyor...
   Onun yerine, ihmal edilmiş köy ve kentlerimize çıkıyor...
   Sadece Kıbrıs sorunu değil, günlük yaşam ve bölgesel sorunlarla ilgili toplantılar düzenliyor...
   Halk Meclisi’ni topluyor...
   Evet; bu gece Güzelyurt’tayız...
   Bunun anlamı, “Hayır” kampanyası başlatmak değildir...
   Sürekli baskı altında tutulan bir kent olduğu için önceliğimiz Güzelyurt olacak...
   Gelecek hafta Karpaz’ın güzel bölgesi Büyükkonuk’a gideceğiz...
   Sonrasında Mesarya...
   Ve bu toplantılar devam edecek...
   Bu gece saat 20.00’den itibaren Diyalog TV ekranlarında olacağız...
   Bizi izlemeye devam ediniz...   
YORUM EKLE
YORUMLAR
Op.Dr.İlkan Ertuğ
Op.Dr.İlkan Ertuğ - 9 yıl Önce

Kıbrıs'taki İhanet Masa'sında ne hallere düşürüldüğümüz net şekilde açıklanmıştır.Bilmeyenler de anlarlar inşallah.Yorum'daki uyarılar ve Bilgi'ler için Teşekkür ederim.

Bayram Güney
Bayram Güney - 9 yıl Önce

Büyüksün sevgili arkadaşım.Bütün yazılarını okuyor ve seni takdir ediyorum.Vatan sevgisi,BUDUR. Bütün yazılarında vatan için bütün gerçekleri yazıyorsun.Okuyup bu yola baş koyan bütün kardeşlerimi vatan için ve 1955 den beri bu gavur zulmünü birdaha çekmemek için birleşip KKTC SAHİP ÇIKALIM DİYORUM.

Tezel Muharrem
Tezel Muharrem - 9 yıl Önce

Sayin Resat Akar'a tamamen katiliyorum. Eger muzakereler yukarida belirtildigi gibi ve o yönde devam ediyorsa Kibris Turku bir ucuruma surukleniyor demektir.
Sayin Hasan Kilincli'nin dediklerine gelince : Muzakere masasinda yapilan anlasmalar, sözlu de olsa baglayicidir. Hele hele, referanduma sunulacak bir metin veya anlasmaya Kibris Turku hayir derse bile ebediyen boynumuzda bir yuk olarak kalacak ve referandumdan sonra, olasi bir surecte, bir korkuluk gibi karsimizda duracaktir. Yani her söylenen ve yazilan bir anlasma ileride bizim leyhimize veya aleyhimize kullanilabilecektir. Bu hususta Sayin R. Denktas'in 29+ söyleyisini hatirlatmakta fayda var.
Sayin Akinci ve muzakere heyeti, lutfen cok dikkatli davranin, cunku olasi bir anlasmadan sonra geriye dönus yoktur. Anladigim ve tahmin ettigim kadar da federal bir cözumde Kibris Turku'nun aleyhine olarak gelisecek cok tehlikeli unsurlar vardir. AB yasa ve kriterleri de bu hususta buyuk önem tasiyacaktir.

Ahmet Mehmet
Ahmet Mehmet - 9 yıl Önce

Sayin Akar cok guzel de ifade etdiniz zaten bu kibris davasini sen cok yakindan takip etdigini her zaman goruyorum ve seni takdir ederim daha senin gibi kibrisi savunacak onlarca hatda yuzlerce gazeteci ve basin mensuplari olmasi gerektigine inaniyorum seni tebrik ederim Allah senin yar ve yardimcin.cok sagol

Hasan kılınçlı
Hasan kılınçlı - 9 yıl Önce

Bunların tümü bir paket ve sonuçta bizim onayımıza sunulacak değilmi ? O zaman korkulacak birşey yok. Hayır dedikmi olay biter. Zaten böyle bir anlaşmaya 1 oy bile evet çıkmaz.

Mehmet S Bayramoğlu
Mehmet S Bayramoğlu - 9 yıl Önce

Son gelişmeleri mükemmel bir şekilde özetleyen bir yazı aslında sonuç olarak bu görüşmelerden de bir sonuç çıkmayacağı belli oluyor ki biz bunu ta baştan söyledik biz kendi evimizi düzeltmeye bakalım gerisi masal

banner608

banner473