banner564

Bizi fazla zorlamasınlar

  ‘Süper Güçlerin’ Dışişleri Bakanları, müzakerelerin en yoğun döneminde ülkemizi ziyaret etti...
   Almanya, İngiltere ve ABD Dışişleri Bakanları hem kuzeyde, hem de güneyde temaslar yaptı...
   Rus Dışişleri Bakanı ise kuzeye geçmedi...
   Burada bir nokta koyalım...
   Lavrov neden kuzeye geçmedi?..
   Türkiye ile yaşanan krizden dolayı mı, Kıbrıs konusunda izlediği ‘tek yanlı siyasetten’ dolayı mı?..
   Herhalde cevap; ikincisidir...
   Tek yanlı siyasetten dolayı kuzeye geçmedi...
   Peki tek yanlı siyaset izleyen bir ülkenin, Kıbrıs sorununun çözümüne destek olmasını bekleyebilir miyiz?..
   Kesinlikle hayır...
   Rusya, bunu yapmakla kalmadı...
   Sözde Suriye’deki IŞİD hedeflerini bombalayacak diye donanmasını Doğu Akdeniz’e çekti...
   Ardından ‘tatbikat’ gerekçesiyle, Rum Yönetimi’ni harekete geçirerek Navtex yayımlandı...
   Şimdi bu Navtex olayını da açalım...
   Rum Yönetimi, Kıbrıs’ın kuzeyi ile Türkiye’nin 18 mil yakınına kadar olan deniz kısmını tüm gemilere kapatmış oldu...
   Başlangıçte bu süre 3 gün ile sınırlandırıldığı için Türkiye ve KKTC şu ana kadar herhangi bir devlet tepkisi göstermedi...
   KKTC’deki bazı siyasiler, Diyalog’un soruları üzerine, Navtex olayını eleştirmiş ve yaratılan tehlikelere dikkat çekmişse de, resmi makamlar herhangi bir açıklama yapmadı...
   Peki bundan sonra ne olur?..
   Benzeri bir hareket yapılırsa, herhalde Girne ile Taşucu, Mağusa ile Mersin arasındaki gemi seferleri yapılamaz...
   Doğu Akdeniz, Rus donanmasının işgaline girer...
   Ve bu tehlikeli oyun karşısında herhalde Türkiye, ABD ve İngiltere sessiz kalamaz...
   Onların gösterecekleri tepkinin boyutu hakkında yorum yapamayız...
   Ne var ki; Rusya ile Rum Yönetimi’nin çok tehlikeli bir flört yaptıklarını vurgulamalı ve kendilerini uyarmalıyız...
   Bundan vazgeçmelidirler...
Garantörlük kalkamaz
   İkinci bir konu Türkiye’nin garantörlüğünün devamıdır...
   Annan Planı döneminde garantörlüğün devamına onay veren Anastasiadis, şimdi Yunanistan’ın ve Kilise’nin baskılarıyla “olmaz efendim, garantiler devam edemez” diyor...
   Ve bunu her fırsaatta dile getiriyor...
   Son olarak ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ziyareti sırasında dile getirdi...
   Rum basınına yansıyan haberlere göre Anastasiadis, ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile görüşürken “işgal ve istila ile birlikte işe yaramaz garantiler de sona ermeli” dedi...
   Kerry, bu konuda herhangi bir tepki vermedi...
   Anastasiadis’e herhangi bir vaatte bulunmadı...
   Bize göre doğru olanı yaptı...
   Çünkü garanti meselesi bir ihtiyacın sonucudur...
   Eğer ihtiyaç varsa, garantörlük talep edilir...
   İhtiyaç yoksa, böylesi bir talepte bulunulmaz...
   Bizlerin, yani Kıbrıslı Türklerin garantilere ihtiyacı vardır...
   Bugünkü ortamda bile EOKA’nın yerini alan ELAM’ın, Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarını görmezden gelemeyiz...
   Nüfus açısından azınlıkta olan Kıbrıslı Türklerin geleceğini tehlikeye atamayız...
   Bunca zaman sonra, kendimizi bir anda boşlukta bırakamayız...
   Anastasiadis; gerçekten çözüm istiyorsa, bu kabul edilemez talebini geri çekmelidir...
   Aksi halde müzakere masasında geçen zamana ve çözüm beklentilerimize yazık olacak...
YORUM EKLE

banner471

banner473