Güneyde ‘traşlama’, yani mevduatların bir kısmına el koyma yukarılardan başladı...
Banka mevduatı 100 bin Euro’nun altında olanlara dokunulmadı...
Çok parası olandan çok kesinti yapıldı...
Ve bu konuda ilk adımı, güneyin zenginler listesinde yer alan Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis yaptı...
Anastasiadis’in yanı sıra bakanlardan ve milletvekillerinden de kesintiler yapıldı...
Maaşlarda ve harcamalarda ciddi kısıntılara gidildi...
Bakan olanlara peşinen ‘dürüstlük’ taahhütnamesi imzalatıldı...
Cenzalere, düğünlere ve resmi açılışlara devlet kesesinden çelenk gönderilmesi yasaklandı...
Başsavcı’nın bile makam aracına el konuldu...
Bizde bolluk sürüyor
Kuzey Kıbrıs’ta ise daha ekonomik krizin başladığı ilk günden tasarruf tedbirlerine ‘yukarılardan başlanması’ önerildi, bu yönde adım atan olmadı...
UBP iktidarı döneminde bakanlar ve milletvekilleri, yüzde 10’luk bir maaş kesintisine dahi onay vermedi...
Gerekçe olarak da maaşların azlığı ve geçim sıkıntısı gösterildi...
Resmi Hizmet Araçları satışa çıkarılmadı...
Bakanlar ‘makam araçlarından’ vazgeçmedi...
Gereksiz yerlere ‘devlet yardımları’ kesilmedi...
Şimdiki hükümet de, UBP’nin bıraktığı yerden göreve devam ediyor...
Vakıflar Bankası’nda ‘gereksiz istihdam yapıldığı’ gerekçesiyle birçok çalışanın işine son verildi...
Kamu hizmetinde yine ‘sınavsız işe alınan’ yüzden fazla insan evine gönderildi...
Hiç kimse bu insanların nasıl geçineceğini, bankalara olan borçları ve taksitleri nasıl ödeyeceğini sorgulamadı...
Siyasilere sorulduğu zaman, usulsüz istihdama izin verilemeyeceği söylendi...
Bu savunma bir ölçüde doğrudur...
Sınavsız, münhalsiz işe alınmalar durdurulmalıdır...
Ama bunu ‘değişmez bir kural’ olarak yürürlüğe koyuncaya kadar, bir iktidarın aldığını, ötekinin işten atması doğru değildir...
Böylesi bir durumda ortaya çıkan yıkımın tek sorumlusu kötü siyaset olur...
Bir fedakarlık yapılmalı
İşten durdurulanların yanı sıra ihtiyaçlı öğrencilerin burslukları da kesildi...
TDP milletvekili Zeki Çeler, bunun üzerine “eğer maddi sıkıntı var ise ve öğrencilerin tatil süresince burslukları kesiliyorsa, o zaman Meclis’in tatil süresince biz de maaş almayalım” dedi ve bu konuda bir de yasa önerisi sundu...
Çeler’in bu önerisine, milletvekillerinin çoğunluğu tepki gösterdi...
Hatta bazıları “maaşımız kesilirse sıkıntı yaşarız” dedi...
CTP İskele milletvekili Bişray Hamzaoğulları da Diyalog’a yaptığı açıklamada, maaşının kesilmesi halinde esas mesleği olan şoförlüğe döneceğini söyledi...
Aslında doğru olan da bu değil mi?..
Yani herkesin kendi mesleğini icra etmesi...
Politika çok farklı bir olaydır...
Fikir üretebilme, araştırma, sorunları çözebilme becerisidir...
Meclisin yarıdan fazlası eğer maaşa muhtaç ise, o zaman karşı bir öneri yapılır ve her ay bir miktar kesintiye gidilir...
Böylece topluma bir kez de fedakarlığın ‘tepeden’ başladığı gösterilir...
Amma, politika fikir üretme sanatıdır...
Ve bu ülkede en zor meslektir...