KKTC hükümeti bir su meselesini hala halledemedi...
Kendi ayakları üzerinde durmasını beceremeyen, diğer yandan ‘özerklik’ şampiyonu kesilmek elbette kolay değildir...
Kim ‘bağımsız bir devlet yönetiminden’ söz ediyorsa, yani Türkiye’ye karşı ‘dik durduğunu’ gösteriyorsa; o bir numaralı kahraman olur...
Kuşkusuz; bu ülkenin yönetimine gelen çok sayıda kahraman gördü insanımız...
Ama Rumların gündeminde Yunanistan’a karşı kahramanlık yarışı yoktur...
Tam tersi, ilişkileri daha mükemmel hale getirmek için müşterek çalışmalar vardır...
Ve bu çalışmaların ana hedefi, Türkiye’yi, Doğu Akdeniz’de etkisizleştirmektir...
Bir başka hedef ise; Türkiye’yi ‘islam ülkelerinden’ de uzaklaştırmaktır...
Mısır’la, ‘ortak savunma’ stratejilerinin geliştirilmesini kimse görmezden gelemez...
Bugüne kadar iki koldan ‘stratejik ortaklıklar’ gerçekleştirdiler...
İlki; Güney Kıbrıs-Yunanistan ve İsrail ortaklığı...
İkincisi; Güney Kıbrıs-Yunanistan ve Mısır...
Sırada üçüncü ortaklık var...
Bu kez Ürdün’ü kafaya aldılar...
Davos’ta buluşan Rum-Yunan ve Ürdün Dışişleri Bakanları, ilk etapta 3 maddelik bir anlaşma için uzlaşıya vardı...
Bunun detaylarını bugün Diyalog’ta okuyacaksınız...
Diğerlerinde olduğu gibi ana hedef Türkiye’yi, yakın komşularından uzaklaştırmak ve Doğu Akdeniz’de etkisiz hale getirmektir...
Atina’dan verilen mesajlar
Onların gündeminde ‘su kavgası’ yoktur...
Onlar, doğal gaz kozunu ‘müşterek çıkarlar’ için kullanıyorlar...
Afrodit parselindeki ortaklığın yüzde 35’inin İngiliz şirketine verilmesi, üstelik Kıbrıs sorununun en kritik noktasında bu gelişmelerin yaşanması hiç mi dikkat çekmiyor?..
Gelişmeler gerçekten baş döndürücü düzeyde...
Ne var ki; bizdekilerin başı yerinden oynamıyor...
En ucuz kahramanlık ne ise onu yapıyorlar...
Türkiye ile protokolü imzalamak yerine, dik duruş sergilemeyi tercih ediyorlar...
“Kendi kendimi yöneteceğim arkadaş...”
Hadi yönet...
Doğal gaz ve petrol rezervlerin mi var?..
Yoksa altın havuzları mı?..
Rum tarafı, Yunanistan ile birlikte ‘olası bir çözümün’ hazırlıklarını yapıyor...
Son buluşma Atina’da gerçekleşti...
Rum Savunma Bakanı Hristoforos Fokaidis ile Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos, Türkiye’nin garantörlüğünü ortadan kaldırmayı öngören senaryoları görüştü...
Sonra da basının karşısına geçilerek, Ankara’ya ve bizlere yönelik mesajlar verildi...
Fokaidis, “Kıbrıs sorunu Türk askeri tamamen çekilmeden ve 1960 garanti sistemi kaldırılmadan çözülemez” dedi...
Kammenos ise çok daha iddialı sözler söyledi...
Kıbrıs’ta bulunacak bir çözümde Türkiye’nin ve Türk askerinin hiçbir yerinin olmadığını ve uluslararası toplumun da bunu anladığını iddia etti...
Süper!..
Annan’a hayır
Annan Planı’nı anımsatan Kammenos, “Benim partim bu plana onay verdiği zaman bile; aleyhinde savaş verenlerdenim” dedi.
Hani Yunanistan, Kıbrıs’ın iç işlerine karışmıyordu?..
Karışmıyorsa, bu savaşı kimin için vermişti Kammenos?..
Neyse daha büyük iddiaya geçelim...
Kammenos; kendi görüşlerine, Kıbrıslı Türkleri de katarak şöyle devam etti:
“Kıbrıslı Türkler de ilk defa, Erdoğan’ın kurmaya çalıştığı teokratik devletin kültürlerine uymadığını ve kendileri için tehlike olduğunu anlıyorlar. Kıbrıslı Türkler; enerji politikasını artık ilerletmiş Kıbrıs’ın ne garantilere ne koruyuculara ne de kreditörlere ihtiyaç duymadan özerk yaşayabileceğini görüyor.”
Kuşkusuz; Kıbrıslı Türklerden söz ederken, konuştuğu, görüştüğü, bilgi aldığı kesimler vardır...
Ama bu kesimlerin halkı ne kadar temsil ettikleridir önemli olan...
Bugün itibarıyla halkın yüzde 85’ten fazlası, Türkiye’nin garantörlüğünü dışlayan bir çözüme “hayır” diyor...
Yarınların ne göstereceğini elbette bilemeyiz...
Hele bir de ‘Reis’ filminin çekimleri başlasın...
Nasıl biteceğini sadece Kıbrıslılar değil, dünya görecek!..