İkiye bölünmüş adanın önce güney kısmına bakalım...
Bankaları batmış, buna paralel olarak ticaret yapanlar ağır darbe yemiş, bankalardaki mevduatların yüzde 40’ı buharlaşmış, işsizlik oranı gençlerde yüzde 40’ın üzerine çıkmış...
Gelinen noktada ‘bir kurtarıcıya’ ihtiyaçları vardı...
Anavatanları batmış olduğu için ona sarılamazlardı...
Zaten bu duruma gelmelerinin ana nedeni, anavatanın batmış olmasıdır...
Öyleyse tek seçenek AB’nin kapısını çalmaktı...
AB Troykası, gerekli araştırmaları yaptıktan sonra ortaya ‘acı bir reçete’ çıkardı...
“Ya uygularsınız, ya da para yok” dedi...
Rum tarafı bunu kabul etmek zorunda kaldı...
Ve kar eden Telekomünikasyon idaresi CYTA ile Elektrik Kurumu AİK’i de özelleştirme kapsamına aldı...
CYTA ile AİK’te çalışan yüzlerce insan günlerdir sokaklarda eylem yapıyor...
Rum Yönetimi Başkanı Anstasiadis ise “geri adım atmayacaklarını’ söylüyor ve nedenlerini de izah ediyor...
Herkesle seferberlik halinde
Başka ne yapıyorlar?..
Rum lideri Anastasiadis, bir yandan AB üyesi ülkeleri ziyaret ederek destek talep ederken, diğer yandan Ortadoğu ülkeleri ile ekonomik ilişkileri geliştirmeye çalışıyor...
Zengin Mısırlılara yatırım çağrısı yapıyor, bunun karlşılığında ‘vatandaşlık’ ve ‘AB pasaportu’ vadediyor...
Bizler Girne’deki Marina’nın elektrik sorununu bile çözemezken, onlar Larnaka Marina’sını büyük paralar koparıp, Mısır şirketine devretmeye hazırlanıyorlar...
Katar Emiri’nden ihale koparıyorlar...
Bir zamanlar konuşmaktan korktukları Casino sektörüne ‘yeşil ışık’ yakıyor, iyi bir planlama için Deloitte ile anlaşma imzalıyorlar...
Kuzeye bakınca
Adanın bir de öteki tarafına, yani bizimkisine bakalım...
Aslında adanın kuzeyi çoktan batmış durumda...
Güneyden çok daha kötü bir ekonomik yapıya sahip...
Fakat; kara tablonun önüne Anavatan tarafından çekilen renkli perdeler bunu kapatıyor...
Perdeyi bir kaldırsa, nelerin olacağını düşünmek bile ürkütücü...
Sadece bir kamu bankasının, Elektrik Kurumu ve batmış KTHY’den alacağı 1.5 milyar Euro’ya yakın...
Peki kim ödeyecek bu parayı?..
Kimse bunu düşünmüyor...
Kimse bu konuda kafa yormuyor...
“Sen mi daha çok istihdam yaptın, ben mi?” yarışıyla siyaset yapılıyor kuzeyde...
Ankara ile imzalanan protokole de uyulmuyor...
Biri imzalıyor, hükümetten düşünce yerine gelen karşı çıkıyor...
Barış isteyenler bunu yaparsa
Ve kuzeyde özelleştirmeye en fazla karşı çıkanlar kimler bilir misiniz?..
Her fırsaatta barış istediğini söyleyenler...
Ama barış yapacağınız taraf özelleştiriyor...
Siz “hayır olmaz, Türkiye’ye elini, eteğini buradan çek” diyorsunuz...
Türkiye’nin çekildiğini ve karanlığın önündeki renkli perdeyi de kaldırdığını düşünelim...
Bir hafta içinde burasının ne hale geleceğini izah edebilecek biri var mıdır?..
Ayrıca Türkiye’nin çekilmesi için, önce sağlam ve kalıcı bir anlaşma yapmak gerekiyor...
Ve Türkiye bu anlaşmanın gerçekleşmesi için çok ciddi adımlar atıyor...
Öyleyse yapılması gereken nedir?..
İstihdam tartışmaları ile zaman yitirmek yerine, evin çatısını tamir etmek...
Kapı önündeki çöpleri kaldırmak...
Her alanda temizlik...
Çözüm sonrasıyla ilgili proje...
Mesela BRT’de çalışan 800 kişiyi ne yapacağız?..
Lefkoşa Belediyesi’ndeki bin kişinin durumu ne olacak?..
Güzelyurt, Yeşilırmak, Vadili, Gaziköy’de yaşayanlar nereye gidecek, ne iş yapacak?..
Proje mimarlarını kim belirleyecek?..
Belirlenmiş ise onlar nerede?..
Bilen var mı?..