ABD’nin Savunma Bakanı Chuck Hagel, bir haftadan beri Ortadoğu’da temaslar yapıyor...

   Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ise 4 gün sonra Kıbrıs’a geliyor...

   Davutoğlu’nun ziyareti, Biden’in gelişi öncesinde bazı hazırlıkların yapıldığını ortaya koyuyor...

   ABD’nin Lefkoşa Büyükelçiliği de, Washington’dan gelen uzmanlarla birlikte ciddi güvenlik önlemleri ve ziyaret sırasında uygulanacak prosedür üzerinde çalışıyor...

   Büyükelçi Koenig, ziyaret ettiği Rum siyasi parti liderlerini de yapılan çalışmalar hakkında bilgilendiriyor...

   Biden’i adaya getirecek uçağın içinde 2 tane kurşun geçirmez Limuzin’in olacağını Rumlardan öğreniyoruz...

   ABD Başkan Yardımcısı’na bu ziyarette 400 kişinin eşlik edeceğini ve Maraş’taki binalarla ilgili bir listenin açıklanacağını da onlardan öğreniyoruz...

   Rumlar; 1962’den sonra ilk kez gerçekleşecek ‘üst düzey’ ziyaret sırasında hiç olmazsa Maraş’ı geri almanın hazırlığında...

   Gerçekten Rum halkı son günlerde çok ciddi bir beklenti içine girdi...

   Mağusa’nın Rum Belediye Başkanı Galanos’tan tutun, parti liderlerine, sokaktaki vatandaşa kadar hemen herkes, 21 Mayıs’ta gerçekleşecek ziyaret sırasında ABD Başkan Yardımcısı’nın ‘Maraş ve Mağusa Limanı’yla ilgili’ paketi açıklamasını bekliyor...

Plaja mı girecek?

   Kuşkusuz günübirlik politikalara alışmış bizdeki siyasiler ve vatandaşlar ‘birşeylerin olacağına’ pek inanmıyor...

   Biden’in ‘plaja girmek için’ adaya geleceğini düşünenler de var...

   Olur mu hiç öyle şey?..

   Koca Amerika’nın Başkan Yardımcısı plaja girmek için Kıbrıs’a gelir mi?..

   Dünyanın birçok bölgesinde sorunlar yaşanırken, büyük masraflar yapılarak Biden buraya geliyor...

   Neden?..

   Elbette sadece Rumları mutlu etmek için değil...

   Kıbrıs’ın stratejik önemi daha da arttığı için...

   Küçük bir adada ‘ayrılık’ ve ‘bölünme’ sorunu yarım asırdan beri devam ettiği için...

   Birleşmiş Milletler’in bu sayede itibar kaybına uğradığını gördükleri için...

   Daha güçlü ve sorunsuz bir AB istedikleri için...

   Türkiye’nin, AB üyeliği önündeki engelleri kaldırmak ve doğalgaz sevkiyatını buradan gerçekleştirmek için...

Bir şekilde çözülecek

   ABD’nin, Ortadoğu için yıllar öncesinden bir proje hazırladığını herkes biliyor...

   Bizler günübirlik politikalarla bunları unutmuş olabiliriz...

   Ancak bu proje adım adım ilerliyor...

   Sırada Türkiye ve Kıbrıs var...

   Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konusunda adımlar atması istendi...

   Ve o adımlar atılıyor...

   Recep Tayyip Erdoğan, Ermenilerle ilgili ‘üzüntüsünü dile getiren’ ilk Türk Başbakanı oldu...

   ‘Demokratik açılımlar’ devam ediyor...

   Kürtçe serbest bırakıldı...

   Peki Kıbrıs?..

   Küçük bir ülkenin 50 yıl daha bölünmüş kalacağını mı düşünüyoruz?..

   Veya müzakerelerin 50 yıl daha sürmesini mi bekliyoruz?..

   ABD’nin, Kıbrıs’a en üst düzeyde ziyaret düzenlemesi herkese ‘anlaşılır’ bir mesaj veriyor:

   “Birşeyler olacak”

***

 Ecevit’in ‘Yarın’ adlı şiiri

   Bülent Ecevit 1974 Barış Harekatı’nın Başbakanı idi...

   Aradan 40 yıl geçtikten sonra Kıbrıs’ta ilk kez baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor...

   Ve tüm bu olanlar, Ecevit’in bu kez harekattaki rolünü değil ‘Yarın’ adlı şiirini bizlere anımsatıyor...

   İşte o şiir