banner564

Birileri doğru yolu göstermeli

   Kıbrıslı Türkler; 2004 referandumunda “hayır” oylarıyla birleşmeyi engelleyen Kıbrıslı Rumlarla görüşmeye ve onları çözüm konusunda ikna etme girişimlerine devam ediyor...

   Özellikle CTP ile TDP’den heyetler, güneydeki DİSİ ve AKEL’i ziyaret ederek, kalıcı bir çözüm konusunda görüş alış-verişinde bulunuyor...

   Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yıllarca reddettiği bazı konularda, sırf uzlaşma olabilsin diye  geri adım atarak, sürekli ‘gündemsiz’ görüşme çağrısı yapıyor...

   Fakat; Rum lideri Nikos Anastasiadis, 2004’te bizzat kendisi ve partisinin kabul ettiklerini şimdi kabul etmiyor...

   Bir yanda doğal gaz, diğer yanda bazı ülkelerden gördüğü yakın ilgi onu da uzlaşmazlığa itiyor...

   Kuşkusuz; hükümet ortağı DİKO’nun faşist yapısı da Anastasiadis’in ileri adımlar atmasını engelliyor...

 

Downer’i de usandırdılar

 

   Dış politika konusunda oldukça deneyimli, Avustralya’nın Dışişleri eski Bakanı Alexander Downer dahi, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda umutlarını tüketmiş durumda...

   Katı bir Rum propagandası gütmediği ve taraflara eşit yaklaştığı için faşistlerin hedefi oldu...

   Saldırı üstüne saldırı gördü...

   Özellikle Rum basını, çok kez Downer gibi kişilikli bir insana “Go Home” çağrısı yaptı...

   Ve Downer, evi yerine Londra’ya dönmeye karar verdi...

   Bir süre sonra Avustralya’nın, İngiltere Yüksek Komiseri (Büyükelçi) olacak...

   Kıbrıs sorununun neden çözümlenemediğini çok iyi bilen bir diplomat olarak, İngiltere makamlarını da etkileyeceğini düşünüyorum...

 

Engin deneyimleri var

 

   Neticede, Rum liderlerini çok iyi tanıyor...

   Kilisenin, siyaset üzerindeki etkilerini, EOKA’nın yerini alan ELAM’ın kamplarını ve yaptıklarını biliyor...

   Sadece Kıbrıslı Türklere yönelik değil, güneyde yaşayan tüm yabancılara karşı ırkçı hareketlerin ve buna dayanan şiddetin devam ettiğini gözlemliyor...

   Daha 2 gün öncesinde; Trodos’ta yer alacak ‘iki toplumlu etkinlik için’ Rumca ve Türkçe broşür dağıtan ‘ilerici Rum gencinin’ nasıl şiddet gördüğünü Rum basınından okuyor...

  2010 yılında Larnaka’daki Rainbow Festivali’nde yaşananları unutmuş olamaz...

  Kıbrıslı Türk Sertunç Akdoğu, iki toplumun yakınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla gitarını alarak Larnaka’ya gitmiş ve festival alanında şarkı söylemişti...

   ELAM’ın kin kusan üyeleri konser alanını taş ve sopalarla dağıttıktan sonra, Sertunç’un peşine düşmüştü...

   Genç müzisyen bıçak darbeleriyle yere yığılıp kalmış, ambulans ile Larnaka Hastanesi’nde götürülüp bir süre burada tedavi görmüştü...

 

Hristofyas bile konuşamadı

 

   Ve her fırsatta “bizim kıbrıslı Türklerle hiçbir sorunumuz yok. Bizi ayıran emperyalizimdir” diyen Hristofyas o günlerde Cumhurbaşkanı idi...

   Ama, Sertuğ’u hastanede ziyaret etmedi...

   Saldırıyı kınayan bir bildiri dahi yayınlamadı...

   Neden mi?..

   Kilisenin ve hükümet ortakları DİKO ile EDEK’in korkusundan...

   Sertuğ’a geçmiş olsun diyemedikleri gibi, saldırı sırasında kırılan gitarını da yenilemediler...

Barış istiyoruz ama can güvenliğimiz daha önemli

 

   Evet bizler barış istiyoruz...

   “Barış için ileri’ sloganını da seviyoruz...

   Çocuklarımıza her fırsatta “senin için anneciğim” diyoruz da...

   Bunlarla nasıl olacak?..

   Avrupa Birliği, bu kadar ırkçı faaliyeti neden görmezden geliyor?..

   Garantör İngiltere, ABD ve diğerleri neden sessiz kalıyor?..

   Hepsinden önemlisi, ELAM gibi faşistlerin arkasındaki güçleri neden karşılarına çağırmıyor ve uyarmıyorlar?..

   “Siz hala akıllanmadınız mı?” diyecek kadar cesaretleri yoksa...

   Neden bizim karşımıza ‘ambargo’ kılıcıyla çıkıyorlar?..

   Neden?..

YORUM EKLE

banner608

banner473