Yasa gereği adaylık başvuruları dün tamamlandı ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için geri sayım başladı…
Buna göre 11 Ekim’de tam 11 aday yarışacak…
Birisi çıkıp da büyü yapsaydı bu kadar da denk gelmezdi…
11 Ekim’de 11 adayın yarışı müthiş olacak…
Neticede içlerinden biri seçimi kazanacak…
Diğerleri ‘hedefe varamayınca’ üzülecek…
Daha başka neler olacak göreceğiz?..
Bazı partilerde iç hesaplaşmalar başlayacak…
Sancılı günler kapının ardındadır…
Erken genel seçim de kaçınılmazdır…
Ekim sonuna kadar Cumhurbaşkanlığı seçimiyle oyalanıp, Ocak veya Şubat’ta genel seçimleri yaparız…
Sonra bir hükümet daha…
Yeni Başbakan, yeni bakanlar…
Yeni müdürler, müsteşarlar, müşavirler…
Çözüm bekleyen yığınla sorun…
İflaslar, alacak-verecek davaları…
Artan sağlık sorunları ve Corona tartışmaları…
Masayı kuracaklar
Böylesi dönemlerde, farklı senaryoların gündeme gelmesi doğaldır…
Mesela; Türk-Yunan sorunlarının, Kıbrıs dahil olmak üzere topluca çözümü…
İşte en önemlisi de bu olacak…
Daha da geç olmadan böylesi çetin bir sürece hazırlanmak gerekiyor…
Ama toplumu bu sürece kim hazırlayacak?..
Seçim savaşının içinde toplumun geleceğini kim düşünecek?..
Alınması gereken önlemleri kim alacak?..
Gerçekten çok zor…
Zaten toplumun geleceğini düşünenler olsaydı; bu seçim farklı olurdu…
Önce Anayasa değişikliğine gidilir ve Başkanlık Sistemine geçilirdi…
Böylece KKTC’nin kalkınmasına ve halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesine öncelik verilirdi…
Parti merkezlerine danışmaya gerek duyulmadan sağlık, eğitim ve ekonomik alanlarda hızlı adımlar atılabilir, refah seviyesi bir miktar yükseltilebilirdi…
Şimdi iyimser beklentilerin tümü rafa kaldırıldı…
Evet bu seçimin bir galibi olacak…
Ancak; sorunlar ağırlaşarak devam edecek…