Federal çözümü Rumlar açısından ‘acı bir uzlaşı’ olarak niteleyen Rum lideri Anastasiadis’e, Guines Rekorlar Kitabına giren bir acı biber tavsiye etmiştim...
Hindistan’da yetişen ‘Bhut Jolokia’nın acılık derecesi bir milyonun üzerindedir...
Son zamanlarda bunun bir milyon 400 bine kadar çıktığını belirten uzmanlar “deneyenlerin nefesi kesilir” diyor...
Prostat kanserine ve bazı hastalıklara iyi gelen bu Hint biberi, aynı zamanda bir zayıflatma ilacı olarak da kullanıyor...
Gunines rekorlar kitabına giren bu biberden daha acısını mı arıyorsunuz?..
Öyleyse istikamet İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın bahçesi...
Talat, dün akşam Diyalog TV’de gerçekleştirdiğimiz programda kendi bahçesinde; Bhut Jolokia’dan daha da acı bir biber yetiştirdiğini söyledi...
Hatta yayın sonrasında biber ağacının fotoğrafını da gösterdi...
Bunun adı Trinidad Moruga Scorpion...
Acılık derecesi 2 milyon...
Talat; Cumhurbaşkanı olduğu dönemde yoldaşı Dimitris Hristofyas’ı ikna edebilseydi, Kıbrıs sorununu çözen iki liderden biri olarak Guines’te yer alabilirdi...
Ama şimdi elinde daha güçlü bir malzeme var...
İki milyon acılık derecesi ile Trinidad Moruga Scorpion biberi...
Federasyonun ‘acı verici’ olduğunu söyleyen Anastasiadis’e bir adet bu biberden göndermek gerekiyor...
Talat’ın bunu bir an önce yerine getirmesini diliyoruz...
Hele ucundan bir ısırsın...
Bakalım hangisi daha cı?..
Federasyon mu, Trinidad Moruga Scorpion mu?..
Evkaf’ın su meselesi ve maaşlar
Şimdi Anastasiadis’i ve federasyonu bir kenara bırakıp, Evkaf’ın su meselesine ve bu meseleden kaynaklanan parasızlığa geçelim...
Talat; hükümetin büyük ortağı CTP’nin de Genel Başkanı...
Fakat; Aralık ayında ödenmesi gereken 13’üncü maaşların ne zaman ödeneceğini bilemiyor...
Bunun ancak borçlanma yoluyla gerçekleşebileceğini belirtirken, Ankara ile ekonomik protokolün imzalanmaması nedeniyle de borçlanmanın zor olduğuna dikkat çekiyor...
Peki Ankara ile Ekonomik ve Mali protokol neden imzalanmıyor?..
Anamur’dan gelen suyun yönetimi konusundaki uzlaşmazlık yüzünden...
Ankara; suyun yönetimini uluslararası bir ihale sonucunda ortaya çıkacak şirketin yönetmesini istiyor...
KKTC hükümeti ise yerel belediyelerin yönetiminde ısrar ediyor...
İki tarafın da duruşu değişmediği için, TC-KKTC arasındaki protokol görüşnmeleri başlayamıyor...
Hükümet, bu inatlaşma yüzünden 13’üncü maaşı ödeyebilecek 180 milyon TL’yi denkleştiremiyor...
Ama buna ilaveten yatırım projeleri de durmuş vaziyette...
Yatırım projelerinin durması demek, müteahhitlerin ve piyasanın önemli bir gelir kaybına uğraması demek...
Talat; 13’üncü maaşların ödenmemesi nedeniyle piyasanın sıkıntıya girdiğini biliyor...
Hatta ekonominin büyük zarar göreceğini söylüyor...
Ne var ki; elde kaynak yok...
Ankara parayı vermediği sürece bu sıkıntının devam edeceği anlaşılıyor...
Sayın Talat’a dün TV programında söylediklerimi, burada sizlerle paylaşmak istiyorum...
Rumlarla yarım asırdan sonra ‘karşılıklı tavizler’ verilerek Kıbrıs sorununun çözümü konusunda uzlaşıcı bir tavır sergileyen KKTC tarafı, Türkiye ile su konusunda neden uzlaşamıyor?..
Bu işte bir yanlışlık yok mu sizce?..
Üstelik suyu ayağımıza kadar getiren Türkiye...
Yaklaşık 1,6 milyar TL harcama yapan tarafın düdüğü çalmak istemesi hak mı, hata mı?..
Su denize akıyor, 13’üncü maaşlar ödenemiyor...
Eğri oturup, doğru konuşalım lütfen...
