Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lideri Nikos Anastasiadis’in bu gece Berlin’de gerçekleştireceği üçlü görüşmenin ev sahipliğini Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres yapacak...
Crans Montana’da yaşanan başarısızlık sonrasında Guterres’in bir kez daha sorumluluk üstlenerek, liderleri buluşturması ‘hala umutlu’ olduğunu gösteriyor…
Rum tarafının açıklamaları da, bu akşamki zirveden ‘müzakerelerin kaldığı yerden başlaması’ yönünde bir karar beklediklerini ortaya koyuyor…
Cumhurbaşkanı Akıncı ise dün adadan ayrılırken, Berlin’e iyi niyetle gidildiğini belirterek, Türk tarafının olumlu tavırlarına dikkat çekti…
Kuşkusuz; Kıbrıs’ta kalıcı bir çözümü herkesten daha çok arzulayan Kıbrıs Türk tarafıdır…
İki bölgeli, iki toplumlu federasyona ‘üçüncü göç dalgasını’ göze alarak başından beri destek veren yine Türk tarafıdır…
Ne var ki; Rumların yüzde 75’i federal çözümü kabul etmiyor…
Ezici bir çoğunluğun arzuladığı ‘Üniter’ çözümdür…
Yani Kıbrıslı Türkler, diğer azınlıklar gibi gelip mevcut devlete yamalanmalı…
Bunca yıldan sonra böylesi bir çözüm şeklini kabul edebilecek Kıbrıslı Türk bulamayacaklarına göre; bugünkü zirvede ‘iki tarafın da kabul edebileceği’ bir çözüm çerçevesi çizilmelidir…
Ayrıca müzakereler yeniden başlayacaksa, bunun ucu açık olmamalıdır…
Bir tarih konacak ve çözüm o tarihe kadar ya gerçekleşecek, ya gerçekleşecek…
İyi niyet önemlidir
Kıbrıs toprağının tamamı AB toprağı olarak kabul edildiğine göre; iki toplumun ‘çözüme’ ikna olmasından başka bir çare de yoktur…
Çözümsüzlük ortamı devam ettiği sürece, silahlanma yarışı sona ermeyecek…
Özellikle Rumlar, Türkiye’ye karşı silahlanarak her yıl 100 milyon Euro’yu aşkın harcama yapmaya devam edecek…
Bu kadar büyük harcamayı ekonomik kalkınmaya yönlendirmek yerine silahlanmaya harcamak akıl işi değildir…
Sonuçta Türkiye 85 milyonluk bir ülkedir ve NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahiptir…
İşte bu gerçekleri göz önünde bulundurarak, iki toplumun da geleceğini güvence altına alacak bir çözüm üzerinde uzlaşmak doğru olandır…
Kıbrıslı Türkler, 2004 yılında Annan Planı’na “evet” diyerek çözüm istediğini kanıtlamışlardı…
Yeni bir çözüm çerçevesinin ortaya çıkması ve güvenlik kaygılarını ortadan kaldırması halinde yine “evet” çizgisinde ilerleyeceğine kuşku yoktur…
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın her zaman vurguladığı gibi ‘siyasi eşitlik’ kırmızı çizgimizdir…
Nitekim Güvenlik Konseyi’nin son açıklaması da ‘siyasi eşitlik’ temelinde bir çözümden söz ediyor…
Rum tarafı ‘Birleşmiş Milletler kararları temelinde bir çözümden’ söz ettiğine göre, siyasi eşitlik vurgusunu göz ardı edemez…
Liderlere başarılar diliyoruz…