Avrupa Birliği’ne ‘Tam üye’ olsaydık neler olurdu neler...
Lüks gemiler Mağusa limanına dayanırdı!!!
Ondan sonra ver elini İspanya, Fransa...
Ama olmadı...
Rumlar, tüm adanın AB üyesi olmasını sağlayacak Annan Planı’na ‘hayır’ diyerek, bu hayalimizi yok etti...
Halbuki; bu ülkede AB kuralları geçerli olsaydı neler olurdu neler!!!
Mezbahaların tümü kapatılırdı...
Neden?..
Tamamı, sağlık açısından tehlike içeriyor da ondan...
Süt, yoğurt, hellim ve ekmek üretimi yapan tesislerin büyük bir çoğunluğu yenilenmek ve standartlara uymak zorunda kalırdı...
Hellimin kilosu 10 TL yerine 30’a yükselirdi ama yediklerimizden emin olurduk...
Bugünkü şise sularının kalitesi sorgulanırdı...
Belki tesislerimizin tümü kapatılırdı, belki bir kısmı iyileştirilerek yoluna devam ederdi...
Haberleşmede ve elektrik
Telekomünikasyon dairemiz kesinlikle kapatılırdı...
GSM şirketleri şimdiki gibi at oynatamazdı...
Daha kaliteli haberleşme olanakları için, daha düşük ücretler ödenirdi...
Denizi geçtiğinizde ‘roaming’ kazığı ile tanışmazdınız...
Her yıl zam haberleriyle uykularınız kaçmazdı...
Dünya ile haberleşme fiyatları ucuzladıkça, üretim maliyetleri düşer, rekabet şansınız artardı...
Aynı şekilde elektrikte kesintiler sona erer, fiyatlar aşağılara çekilirdi...
Halbuki şimdi hem en pahalı elektriği kullanıyoruz, hem de bitmek bilmeyen kesintilerden kaynaklanan sıkıntılarla boğuşuyoruz...
Bir de ‘kazıklama’ sistemine boyun eğmek zorunda kalıyoruz...
Kazıklama sistemine biraz açıklık getirelim...
Personel istihdamında dünya rekorları kıran belediyelerimiz, vatandaşlardan ‘sokak aydınlatması’ adı altında topladıkları paraları Elektrik Kurumu’na vermediler...
Yıllar geçti, borç miktarı 109 milyon TL’ye ulaştı...
Elektrik Kurumu, bu parayı tahsil edemeyince ne yaptı bilir misiniz?..
Vatandaşın elektrik faturalarına her ay 5 TL daha ilave etti...
Bunun adı ‘maktu ücret’ oldu...
Vatandaş böylece iki kez ‘aydınlatma’ ücreti ödemiş oldu...
Böylesi bir durum herhangi bir Avrupa ülkesinde olsaydı ne olurdu biliyor musunuz?..
Yer yerinden oynardı...
En üst düzeydekiler istifa eder, tüm sorumlular yargıya havale edilirdi...
Ama burası ‘çok farklı’ bir ülke...
Kendimize göre bir düzen yaratmışız...
Bakalım nereye kadar gidecek?..
