Cumhurbaşkanlığı seçimi için son haftaya girdik...
Adaylar, köy ve kentleri dolaşmaya devam ediyor...
Müthiş bir yarış var...
Kapı kapı dolaşan veya isim listesine göre vatandaşlara telefon açan adaylar veya aday yakınlarının olduğunu da görüyoruz...
Kuşkusuz; herkesin kendine göre bir üstünlüğü var...
Ama bu seçim sonrasında müzakerelerin yeniden başlayacağını ve çetin günlerin bizi beklediğini unutmayalım...
Annan Planı döneminden daha zor bir sürece gireceğimizi bilerek, insanları kamplara bölmeyelim...
Hiç olmazsa halkı tedirgin eden ‘garantörlük’ ve ‘iki bölgelilik’ gibi konularda kesin güvenceler verelim...
Bu ülkede doğmuş, burada evlenmiş veya uzun yıllardan beri vatan bildiği bu topraklar üzerinde yaşamını şekillendirmiş, yatırım yapmış, dostluklar edinmiş insanların beklentilerini unutmayalım...
Onlar artık bu ülkenin kopmaz birer mensubudurlar...
Kimse, kimseyi küçümsemesin...
Acil önlemler gerekecek
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, her şeyin biteceğini sanmayalım...
Bazı partiler karışacak...
Bazıları kurultaya gidecek...
Bu süreçte hükümetin dağılması gündeme gelebilecek...
Belki bir erken seçim zorunlu olacak...
Bunlar; 19 veya 26 Nisan sonrasına yönelik senaryolardır...
Ama hükümet devam etsin, etmesin...
Yeni bir genel seçim olsun, olmasın...
Bu küçük ülkenin reformlara ihtiyacı vardır...
Çok ivedi bir şekilde bunlar hayata geçirilmelidir...
Bugün yatırımcılar mutsuz ise...
Turizmci, sanayici, küçük esnaf mutsuz ise...
Ticaret adamı, iş yapamaz duruma gelmişse...
Bir yerlerde sıkıntı var demektir...
Pazar güneye kayıyor
Güney Kıbrıs, bırakın Avrupayı...
Çin’den sipariş ettiği malını 16 gün içinde Limasol Limanı’na getiriyor...
Avrupa’dan gelenlere gümrük ödemiyor...
Kuzey Kıbrıs’taki iş adamının Çin’den aldığı mal ise bu ülkeye en erken 2,5 ayda geliyor...
Bu ne demek?..
Yatırdığı parayı daha uzun sürede geri alabilmek...
Nakliye masraflarının kat kat fazla olması demek...
Türkiye’den ithal edilen ürünlere dahi, stopaj, KDV, navlun, ordino ve daha bir yığın gerekçe ile yüzde 50’yi aşabilen oranlarda pahalılık getiriliyorsa...
Bu ülkenin, güney ile rekabet edebilmesi mümkün değildir...
Zaten yüklü miktarda para güneye akıyor...
Bunun artarak devam etmesi, KKTC ekonomisinin bir süre sonra yoğun bakıma alınması demektir...
Ticarette, sporda, sivil toplum örgütlerinde, medyada, her alanda ciddi önlemlere ihtiyaç vardır...
Bunca zaman ülkenin batmasını teşvik edenlere göz yumuldu...
Aynı anlayış daha fazla devam edemez...