Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Sayın Yerogios’un Güneyde yayınlanan Filelefteros gazetesine verdiği röportaj basınımızda yer aldı. Sayın Yerogios röportajında, Suriye’deki gelişmeler nedeni ile Türkiye’nin bölgedeki rolünün arttığını, bunun ise Kıbrıs Rum Toplumu için endişe verici olduğunu ifade etti. Ayrıca Kıbrıs Rum kamuoyunda da Suriye meselesindeki son gelişmelerle ilgili, Suriye ile Türkiye’nin MEB Antlaşması yapma ihtimali endişe konusu olmaktadır.
Peki bu durumlara yol açan esas nedir? Bunu da Başpikopos Sayın Yerogios Röportajında kendisi şöyle ifade ediyor, “ Bugüne kadar kendilerine adil ve kalıcı bir çözüm önerildi de biz mi ret ettik?” diyor. Bak sen şu işe. Eğer bir din önderi, siyaset sahnesine çıkarsa sorumluluğu iki kat artar. Çünkü insanlara, dünyada dürüstlük ve doğruluk telkin eden bir din insanı; siyaset alanın bir yanlış cilvesi olan gerçekleri çarpıtmak ve yanlış ifade etmek yoluna girerse, o zaman iki kez günah işlemiş olur. Yani hem kendi inançlarına, hemde siyasal alanın ilkelerine ve değerlerine dönük. İşte Sayın Yerogios bunu yaptı. Geçmişi, Perez De Culler ve Gali Fikirler dizisini bir yere bıraktım. En yakın geçmişimizde yer alan Annan Planı ve Crans Montana da; her ikisinde de iki toplum akıntılı ve çalkantılı çözümsüzlük nehrinin kıyısından; bir sandala binip, barış ve çözüm kıyısına doğru yola çıkma imkanı buldu. Ama o çalkantılı nehrin ortasında, kayığın altını delip, onu batıran ve selamet içinde çözüm kıyısına iki toplumun ayak basmasını engelleyen kimdi? Cevabı Türkiye mi? Kıbrıs Türk Toplumu mu? Bunlar değil. Sayın Yeorgios sen söyleyemiyorsun. Ama ben yazayım. Bu elimize gelen en etkili çözüm zeminlerini yitirmiş olmanın esas nedenlerinden biri de, Kilisenin; Kıbrıs Türk Toplumunun siyasi eşitliğini ve iki bölgeli, iki toplumlu Federal Çözümü içselleştirmemesidir. Sayın Yerogios, şimdi Suriye’deki gelişmelerle ilgili endişe beyan ediyor.
Ama dün çözüm olmadan gerçekleşen AB üyeliği avantajını kullanarak, uluslararası konjonktürü avantaj sayıp, Doğu Akdeniz’in ve Kıbrıs’ın enerji kaynakları ve yolları üzerindeki imkanlarından, Kıbrıs Türk Toplumunu ve Türkiye’yi dışlama siyasetini; milli ve dini görev bilmiştiniz. Şimdi o kaypak zeminde, yani uluslararası alanda meydana gelen değişimler nedeni ile Suriye ve Doğu Akdeniz’de alarm zilleri çalıyorsun. Siz ve Kuzeyde var olan sizler gibi olanlar yüzünden, BM Parametrelerine dayalı iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı Federal Çözümü hala gerçekleştiremedik. Bunun için iki toplum ve vatanımız Kıbrıs; hızla o çözümsüzlük nehrinde var olan ciddi ve büyük bölünme şelalesine doğru sürükleniyor. Kuzeyde ve Güneyde, uluslararası siyasetin çalkalanmaları içinde, kendi hakimiyetçi veya ayrılıkçı görüşlerine zemin doğacak diye, BM Parametreleri temelinde ortak çözümü çıkmaza sokan; ana dili Türkçe veya Yunanca olan her Kıbrıs sakini, Kıbrıs’ın felaketine tuğla taşır.
Onun için siyaset ile dini inanç arasındaki akılcıl düzenleme olan Laiklik son derece önemlidir. Sayın Başpiskopos Yerogios’ u okuyunca, kendi toplumumun laiklik değerine verdiği saygıya bir o kadar daha değer verdim. Bakasınıza, Din İşleri Başkanı olan ve yaşamın her alanına dönük fetva vermeye çalışan Sayın Ahmet Ünsal, toplumun laik ve demokratik güçlerinin durmayan tepkisi ile görevden alındı. Aman; Yargı Kurumumuzun, bağımsızlığını göz bebeğimiz gibi koruduğumuz gibi, Laiklik ve Demokratiklik değerimizi de koruyalım. Sayın Başpiskopos şunu bilsin; iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı BM Parametreleri temelinde çözüm, bu adayı cennet yapacak olandır.
Başpiskopos Yeorgios ve Laiklik
- 09 Ocak 2025, 10:46
- 33
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi