Anavatanın terör odaklarını temizlemek amacı ile başlattığı operasyon, aynı turnusol kâğıdı gibi, dost ile düşmanlarının teşhir edilmesini sağladı.
Anavatana karşı düşmanca duygular taşımayan, ikiyüzlü ve art niyetli olmayan herkes, anavatanın ulusal güvenliğini koruma hakkına sahip olduğunu kabul eder.
Dünyada hiçbir ülke, sınırlarında güvenliğine ve ülkesinin bütünlüğüne karşı oluşturulan terör örgütünün yuvalanmasına izin vermez.
Suriye’de emperyalistler tarafından eğitilen, en modern silahlarla donatılan ve parasal bakımdan desteklenen PKK/PYD terör örgütünün var oluş amacının, terör koridoru açmak ve sonra da anavatanı parçalamak olduğu, herkesin bildiği bir gerçektir.
Terör örgütü, ABD ve Fransa’nın hava desteği sayesinde Suriye’nin yaklaşık yarısını işgal ederek, burada yaşayan Arap, Kürt, Türkmen ve Hristiyan azınlıkları göçe zorladı.
Göçe zorlanan Suriyelilerin yaklaşık 4 milyonu Türkiye’de barındırılmakta ve bir kısmı da göç yollarında yaşamını kaybetmektedir.
    Yetkililerin açıklamasına göre; Türkiye, göçmenleri barındırmak amacı ile bütçesinden yaklaşık 40 milyar dolar harcama yaptı.
    Avrupa Birliği, Suriyeli göçmenlerin ülkelerine gitmemesi ve Türkiye’de barındırılması için, para yardımı vaadinde bulundu. Buna rağmen sözünde durmadı ve sadece az bir para yardımı yaptı. Böylece göçmenlerin bütün yükünü Türkiye taşımak zorunda bırakıldı.
    Türkiye hem sınırlarını korumak, hem de ülkesinde misafir ettiği Suriyelileri vatanlarında yerleştirmek için güneyinde, güvenli bir bölge oluşturmak istedi.
Konuyu sözde müttefikleri ile görüşerek birlikte hareket etmelerini önerdi. ABD bu teklifi kabul eder gibi göründü ve aylarca Türkiye’yi oyalayarak terör örgütüne silah temin ederek daha da güçlendirmeye çalıştı.
    Emperyalist ülkelerin hedefi, petrol kaynaklarını kontrolleri altında tutmak amacı ile Suriye’nin doğusundan Akdeniz’e uzanan uydu bir Kürt devleti kurmaktır.
    İşte bu nedenle Türkiye, güney sınırları boyunca oluşturulmak istenen tehdit odaklarını bertaraf etmek ve göçmenlerin önemli bir kısmını yerleştirmek için, Suriye’nin kuzeyinde, 30-35 km derinliğinde güvenli bölge oluşturmak çabasındadır.
Aslında Türkiye’nin başlattığı operasyonun, uluslararası kuruluşlar, teröre karşı olan devletler ve kamuoyu tarafından isabetli görünüp maddi bakımdan da desteklenmelidir.
    NATO müttefiklerinin ise, terör örgütü ile mücadelesinde Türkiye’nin yanında olması ve maddi yardım sağlaması gerekirdi.
     Fakat maddi destek sağlamamaları bir yana, NATO müttefiklerinden İtalya ile İspanya Türkiye’deki hava savunma sistemlerini geri çekti. Almanya, İngiltere, Fransa Türkiye’ye silah ambargosu koyduklarını açıkladı.
Aylardan beri güvenli bölge oluşturulması için Türkiye ile ortak çalışma yapan, diğer bir NATO üyesi ABD, operasyonu durdurması için yaptırım yapacağını açıkladı.
     Türkiye’nin, 40 bin kişinin katili olan PKK/PYD terör örgütünün uydu bir devlet kurmasını ve uygun bir zamanda saldırmak amacı ile sınırlarında yuvalanmasını kabullenmesi beklenemez.
Bu nedenle sınırlarındaki şer odaklarını etkisiz duruma getirmesine karşı çıkanlar, terör örgütünü desteklemiş oluyor. İşte bu nedenle Barış Pınarı Operasyonu, Türkiye’nin düşmanlarının teşhir etmiştir. 
Temennimiz ABD’nin verdiği sözde, bu kez durması ve terör örgütünün güvenli bölge olarak saptanan topraklardan çekilmesini sağmasıdır.