Günlerdir sosyal medyada Meclis Başkanı Sibel Siber’e yönelik saldırı var...
Neymiş?..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hayranlıkla bakmış!..
Bakamaz mı?..
Sadece Türkiye’de değil, birçok ülkede adından söz ettiren bir Cumhurbaşkanı’na sempati ile bakmak suç mu?..
Cumhurbaşkanlığına aday olacağı için mi, bu yıpratma kampanyası ısrarla sürdürülüyor?..
Halbuki bu ülke geçmişte neler görmedi ki?..
Askerle sürekli gerilim içinde olanların, iktidara geldikten sonra generallerle kol kola çekilmiş fotoğrafları ne çabuk unutuldu?..
Hristofyas’ın, hatta Papadopulos’un koluna girenleri?..
Papandreu adaya geldiği zaman O’na hayranlığını bildirenleri?..
İnsanları “sen şuna hayran olabilirsin, ötekine olamazsın” diye sınırlayan bir demokrasi mi istiyoruz?..
Niye kıyamet koptu?..
Meclis Başkanı Sibel Siber’in, o fotoğrafa yansıyan duruşunu görebilen ve eleştirebilen gözler, geleceğimizle ilgili, sağlığımız ve canımızla ilgili fotoğrafları neden göremiyorlar?..
Muhtar Meraklı’nın gündeme getirdiği Beşparmak Dağları’nın oyulmasıyla ilgili fotoğrafı neden sosyal medyada günlerce, haftalarca tasrtışmıyor, yetkililere hesap sormuyorlar?..
Alagadi civarındaki zehir bulutlarını, doğduğu günden beri zehirlenen Lütfi’yi, Feride’yi neden görmüyor, neden seslerini yükseltmiyorlar?..
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanması engellenen kadının şikayetine “Hasba çıkar” sözleriyle karşılık veren Rum İçişleri Bakanı Hasikos’u neden eleştirmediler, neden ona “Androbi’ (ayıp ediyorsun) demediler?..
Hiç suçu yokken trafik kazasında kurban gidenleri ve geride bıraktıklarının perişanlığını neden göremiyoruz?..
Ya da gördüğümüz halde neden gündeme getirmiyoruz?..
Neden ilgililere hesap sormuyoruz?..
Memleketin pisliğini gördüğümüz halde neden ses çıkarmıyoruz?..
Çöplüklerle uğraşmak, bir insana saldırmaktan daha mı zor?..
Oturduğumuz evin önünde taşan kanalizasyon sularını gördüğümüzde neden sadece burnumuzu kapatmakla yetiniyoruz?..
Neden yetkililere hesap sormuyoruz?..
Bakan mı, öpen mi?
Biraz geçmişe gidelim...
Bu ülkede üst kademe yöneticiliği yapan şahısların, el öpmelerine tanık olduk...
Başbakan’ın elini öpen müdürü sosyal medyada, Sibel Siber kadar eleştiren oldu mu?..
Olmadı...
Bayram günlerinde Cumhurbaşkanlığı sarayına gidin...
Bakan olmak isteyenler, terfi bekleyenler, ya da bulunduğu makamı kaybetmekten korkanlar, sıraya girip el öpmüyorlar mı?..
Öyleyse; KKTC Meclis Başkanı’nın, Türkiye Cumhurbaşkanı’na sempati ile bakması neden bu kadar çok göze battı?..
Olası Cumhurbaşkanlığı adaylığını bertaraf etmek için mi?..
Gerçekten hayret verici bir durum...
Sayın Sibel’in, bu durum karşısında “ben bu işte yokum ve mesleğime dönüyorum” demesi, hiç de sürpriz olmayacak...