Türkiye, 1980’li yıllara kadar ‘yasakların’ egemen olduğu bir ülkeydi...
Cebinde bir dolar taşıyan adamı hapse atarlardı...
Yabancı sigara ve içki yasağı vardı...
Ama el altından karaborsa her şey satılırdı...
Sonra Turgut Özal geldi, tüm bu olumsuzlukları tersine çevirdi...
Türkiye’nin kaderini değiştiren siyasetçinin Özal olduğunu hiç kimse inkâr edemez...
Türkiye ‘yasaklardan’ kurtulurken, birçok konuda önemli değişimler yaşadı...
Yasakların hüküm sürdüğü dönemde, Kuzey Kıbrıs açısından en büyük pazar Türkiye idi...
Uzakdoğu’dan getirilen tabaklar, tencereler, battaniyeler, şemsiyeler, albümler, ütüler ve daha birçok ürün, bavullarla Türkiye’ye gönderiliyordu...
Çok kişi bu sayede büyük servet sahibi oldu...
Ama Özal’ın ‘yasakları’ kaldırması sonrasında balon söndü...
Özal’ın yarattığı büyük değişimlerden sonra, Türkiye siyaseti yeniden şekillendi...
Zaman içinde sanayi ve turizm yatırımları müthiş artış gösterdi...
Özellikle turizm alanındaki teşvikler sayesinde, hemen tüm turistik bölgelerde; özellikle de Antalya, Bodrum ve Marmaris’te çok yıldızlı oteller inşa edildi...
Türkiye, son 30 yıl içinde belediyecilik hizmetlerini de geliştirdi...
Bir zamanlar parasızlıktan ve borçlardan dolayı çöpleri dahi kaldıramaz durumda olan belediyeler, şimdi dev projelere imza atıyorlar...
Nüfusun 15 milyon dolayında olduğu söylenen İstanbul başta olmak üzere ulaşım, çevre, temizlik, yol, kaldırım, park, eğitim ve kültür konusunda birçok Avrupa ülkesinden de ileri seviyelere gelen belediyeler vardır...
Bizdekiler iflas etti
Türkiye’nin bu hızlı gelişimi karşısında, Kuzey Kıbrıs’ta belediyecilik hizmetleri ileri götürülemedi...
Bakanlıklarda ve devlet dairelerinde olduğu gibi, belediyeler bir hizmet kapısı yerine istihdam kapısı olarak görüldü ve o şekilde yönetildi...
Her seçim döneminde gereksiz istihdamlar yapıldı...
Başta Lefkoşa olmak üzere, hemen tüm bölgelerde kadro sayısı artırılırken, genellikle ofis görevi yapanlar istihdam edildi...
Yani hepsi memur oldu...
Temizlik yaptıracak, yol, kaldırım ve trafik projelerinde çalıştıracak, çiçek ektirecek insan bulunamıyor...
Belediyelerin hemen hepsi çaresizlik içinde hizmet üretemez duruma geldiği halde, oturup bir reform paketi hazırlama yönüne de gidilmiyor...
Maaş ödeyemeyenler, çalışanlarını Maliye Bakanı’nın kapısına göndererek “Hükümet her yere bulduğu gibi bize de bulup versin” diyorlar...
Böylesi bir çözüm olabilir mi?..
Elbette olamaz...
Son aylarda, Karpaz’ın Yenierenköy belediyesinde çalışanlara maaş ödenemiyor...
Bu küçük köyün belediyesinde tam 120 kişi çalışıyor...
Bunların sosyal sigorta primleri de yıllardan beri yatırılmıyor...
Maaş alamayan çalışanlar gibi, belediye başkanı da çaresiz, hükümet de...
İçişleri Bakanı Asım Akansoy, 13’üncü maaşla birlikte 3 aylık maaşın topluca ödenmesini bekleyen belediye çalışanlarına günlerdir önemli mesajlar veriyor...
“Maaşları ödesek bile, bu tekerlek dönmez... Bu yapı sürdürülemez”diyor...
Aslında, başkent Lefkoşa’da bile tekerlek dönmüyor...
Gelirlerin tamamını maaşlara kaydırmak suretiyle bir zorlama yapılıyor o kadar...
Belediye memurları, kaldırım işgalinden şikâyet edenlere “Vincimiz yok ki gönderelim” yanıtını veriyor...
Kanalizasyon sorunları giderilemiyor...
Birçok bölgede yollar çökmüş, tehlike arz ediyor...
Su borularının ne kadar sağlıklı olduğunu bilen yok...
Kaldırımsız yolları gören de yok...
Vatandaş ise öyle bir noktaya getirildi ki “Kıbrıs sorunu çözülecek, bu sorunlar da bitecek” demeye başladı...
Ne garip bir beklenti...
Çözüm olması halinde, bugün hala korumaya çalıştığımız batmış sistemin içinde boğulacağımızı, Rumların da üzerimize Zivaniya dökeceğini bir köşeye yazalım...
Bol yağışlı, güzel bir gün olsun...