banner564

Ayni değil mi?

Son günlerde Yüksek Öğretim, Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) hakkındaki haberleri gündeme taşıyanlara sormak istiyorum...
KKTC’deki İlköğretim sadece devlet okullarından ibaret mi?
Atatürk Öğretmen Akademisi’nin (AÖA) öğrenci kabul sayısı devletin ilkokullarındaki öğretmen ihtiyacına göre belirleniyor. Peki, özel ilkokulların öğretmen ihtiyacı nasıl karşılanacak!
Soruyorum çünkü yaptığım küçük araştırma sonucunda ediğim bilgi, YÖDAK’ın YDÜ Sınıf Öğretmenliğine verdiği izin, KKTC’li öğrencilerin sadece özel okullarda çalışabilecekleri yönünde idi ki, bu bile mezun öğretmen adayları arasında eşitliği sağlamıyor…
Bazı kesimlerin yaptığı açıklamalarda, YÖDAK’ın YDÜ’ye verilen sınıf öğretmenliği açma ön izninin, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 3 gün önce, 16 Nisan tarihinde verildiğini ve bu izinin ile AÖA’nin kapanma sürecinin de başlatıldığı olarak değerlendiriyor. Ayrıca medya programlarında da YÖDAK Başkanı Sayın Gökçekuş’un görevden alınması gerektiğini savunuluyor. 
Herşey bir yana tüm sendikaların karşı olduğu göç yasası tüm gençlerin karşısında bir gerçeklik olarak dururken, herhangi bir özel üniversitenin, sınıf öğretmenliğine KKTC’li öğrenci alması karşısında duranlar kendileri ile çelişmiyorlar mı? Düşünün bir kere, özel üniversitelerin sınıf öğretmenliğinden mezun olan bir KKTC’li öğrenci, kabul gördüğü bir başka ülkede öğretmenlik yapabilecek fakat kendi ülkesinde yapamayacak... 
Birde şu açıdan bakalım. Atatürk Öğretmen Akademisinde ders veren hocalarımızın birçoğu, diğer yerel üniversitelerde de ders vermektedirler. Akademide öğrenim gören öğrenciler KKTC devlet okullarında iş sahibi olabilecekken, ayni hocalarımızdan ders alan diğer üniversite öğrencileri bu haktan mahrum bırakılacak... 
Buna göre üniversitelerimizin tüm bölümleri ülke ihtiyacına göre belirlensin ve sınırlı sayıda öğrenci kaydı yapılarak, KKTC’li tüm öğrencilerin yüksek öğrenimine iş garantisi verelim. Bu da birgörüş fakat pek uygun olduğunu düşünmüyorum...
Nerden bakarsanız bakın bu zihniyet göç yasasına evet diyenlerden farklı değildir. Kaldı ki akademi öğrencileride mezun olduktan sonra kamunun düzenlediği öğretmenlik sınavına girmek zorundadırlar. Göreve başlayacak sınıf öğretmenleri kamu sınavına giriyorlarsa, neden mezuniyetinin nereden olduğuna bakılmaksızın tüm sınıf öğretmen adayları ayni kamu sınavına kabul edilmesin? Böylece mezuniyet gözetmeksizin tüm mezun öğretmen adaylarına eşit fırsat tanınmış olur.
Geçmişte AÖA mezunları için kamuda yapılan öğretmenlik sınavını geçemeyen mezun öğretmen adayları oldu. Sınavı geçemeyen adaylar için Kamu Hizmet Komisyonu ikinci bir sınav düzenlemişti.
Amaç eğitim ve öğretimdeki kaliteyi artırma odaklı olmalıdır. 
İşsizler ordusu yaratılacak...
AÖA kapatılacak...
söylemi ile yerel üniversitelerimizde, sınıf öğretmenliği bölümlerinin açılmasına karşı çıkmakla, eğitim ve öğretimdeki kalite artırılmıyor.
Bugün özel okullarımızda çoğunlukla, ikinci iş imkânı yakalayan emekli öğretmenlerimiz görev yapmaktadır. Kaldı ki özel ilkokulların da yeni mezun, günümüz koşullarınna uygun çağdaş bilgilerle donatılmış genç öğretmenlere de ihtiyacı vardır. Herkese iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner471

banner474