Maliye Bakanı Sayın Atun, Meclise Ek Bitçe sunacağını açıkladı. Çok geç gelen doğru bir adım. Seçimler gerçekleşmeden önce ve gerçekleştikten sonra devamlı bu konu üzerinde durmuştuk. Yeni seçilecek hükümetin öncelikli görevi, Ek Bütçeyi sunmak olmalıdır demiştik. Çünkü 2022 Bütçesi, 2021 sonu itibarı ile hazırlanırken enflasyon öngörüsü %20 gibi idi. Ancak 2022’nin 5. ayında yıllık enflasyon %98’i aştı. Kısaca Bütçe eridi. Ama kendi içlerindeki kısır erk çatışmaları ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki ayak oyunları, Kurultay ve kim bakan olacak tartışmalarından başlarını kaldırıp bu temel meseleye odaklanmadılar. Sonra enflasyonun erittiği Bütçe üzerinden Protokol imzaladılar. Çünkü 2021 yılında, Türkiye’nin KKTC Bütçesine verdiği Kredi desteği 1 milyar TL idi. Şimdi enflasyonun 2022 yılının Mayıs ayında geldiği nokta, %98. Ama Türkiye’nin yeni Protokol ile KKTC Bütçesine vereceği kredi desteği, 1 milyar 50 milyon TL olacak. Tek dış finansman odağından enflasyonun %98 olduğu dönemde alacağımız kredi desteği artı %5. Daha önümüzde 7 ay var. Peki, bu yedi aylık dönemde KKTC Maliyesinin ve DPÖ’nün enflasyon öngörüsü nedir? Çünkü Ek Bütçe bu enflasyon öngörüsüne göre hazırlanacak. Bununla ilgili tutarlı bir öngörü yapabilirler mi? Çünkü bizdeki enflasyonun esas tetikleyicisinin, TL’nin değer kaybı ile birlikte petrol ve emtia fiyatlarındaki artıştır. Konuşulmaz. Çünkü tabu. Ancak sorunu doğru tespit edersek, bu ağır enflasyonun insanımız ve ekonomimiz üzerindeki etkisini kırabilecek dalga kıranlar kurabiliriz. Geç kalmış doğru adım olan Ek Bütçeyi sunacağını açıklayan Sayın Atun’un açıklamasını okudum. Dalga kıran için bir işaret var mı diye? 
Sayın Atun’un, ne ve nereye dönük olacağını açıklamadığı bol bol Reform sözünü okudum. Ayrıca; enflasyon ağır bir etki yapıyor, ama yalnız bizde değil dünyada bu yıkımı yaratıyor dedi. . Yani bizdeki de doğal demek istiyor. Yani “kaderimin oyunu” şarkısını dinlememizi istiyor. 
Ama Avrupa ile Güneyimizde, %10 olan enflasyonun, bizde %98 olmasını sorgulamayı da istemiyor… Sayın Atun, eğer bizde de enflasyon %10 ya da bilemediniz %15 olsa idi hadi birlikte o şarkıyı dinleyelim. Ama bizde %98. Yandık kavrulduk. Yani sence vay, aman dahi demeyecek miyiz? 
 Sayın Atun, bu enflasyona karşı alınacak önlemleri reform diye tanımlayıp adım atacaklarını söylüyor. Bunu da devlet giderlerini kısmak olarak tanımlıyor. Ama arkasından da maaş ve ücretlerden kesme yok, emeklilerden de vergi olmayacak diye ifade ediyor. Peki hangi devlet giderlerinden kesinti olacak? Ağır enflasyon koşulları gerçekte devlet giderlerini artırır. Maaş ve ücretlere gelmek zorunda olan HP ödeneği. Devletin yapmak zorunda olduğu sosyal hizmetlerin sağlık, eğitim, yoksullukla mücadele gibi alanlardaki giderleri aşırı fiyat artışlarından etkilenir ve gider kalemlerini artırır. Ayrıca Tarıma, Sanayiye, Turizme ve diğer alanlara vereceği destek de enflasyonist ortamdan etkilenir ve giderler artar. O zaman devlet giderleri nereden ve ne kadar azaltılacak ve bu tasarruf edilecek miktar ne kadar olacak ve nereye aktarılacak ki enflasyon karşısında ciddi bir dalga kıran oluşturmaya katkı sağlasın. Ek Mesailer mi? Hadi buyurun, en fazla ek mesai gideri ödenen sağlık, gümrük, hava ulaşımı ve diğer alanlara derhal münhal ile sınavla yeterli personel alın. Yapamazsınız. Çünkü seçimlerde arka kapıdan teknik olmayan 100’lerce insanı oy için istihdam ettiniz. Elzem alanlara ise münhal ve sınavla olduğu için personel almayarak, Ek Mesai ödeme temelini siz büyütüyorsunuz. 
Devlet giderlerini azaltmak mı? Hadi buyurun, Türkiye ile Ek Bütçe meselesi için görüşün. Bunu da Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’la birlikte yapın. Protokol da CB Külliyesi için ayrılan milyarlarca TL’lik desteğin bu enflasyon şartlarında, Tarım, Turizm ve Esnafa desteğe dönüşerek fiyatların kırılmasına ve üretimin artmasına kaydırılmasını talep edin. Ne bu dokunulmaz bir kutsal mı? %98 Enflasyonun esas nedenleri konuşulmazsa Sayın Atun; alacağın tedbirler, ifade ettiğin Sanal Para gibi olacak…