Bayram günü böyle yazı olur mu, diye düşünebilirsiniz. Ancak sevgi, dostluk özelliği olan bayramda, bunu yıkmak isteyenlere de itirazı elden bırakmamak gerekir. Yunanistan’da askeri geçit töreninde bir gurup asker, “Kıbrıs Yunandır” sloganları atarak yürüdü. Kıbrıs’ın Güneyinde ise bir gurup faşist, “Mücadeleci Kurtuluşçu Siper” isimli bir örgüt kurduklarını duyurdular. Bildirilerinde ise “50 yıldır süren barışçı çözüm çabaların bir sonuç getirmediğini, bu nedenle Türkiye, İngiltere ve Kıbrıslı Türklere, karşı silahlı eylem çağrısı” yaptılar. Kıbrıs’ın Kuzeyinde ise dini ve ulusal değerlerin arkasına saklanarak, laiklik tartışmasında, kendilerinden farklı düşünen yurttaşlarını, Güneye yollatma gibi gerici, faşist açıklamalar yapıldı. HÖH isimli örgütün yetkilisi ile Hamitköy İmamının, laiklik ve demokrasi konusunda farklı düşünen, ister Kıbrıslı, isterse Türkiyeli olsun, tüm insanlarımıza dönük çirkin ifadeleri ile Güneydeki ve Yunanistan’daki bu akıl dışı ifadeleri, Bayram Arifesine denk geldi. Kuzeydeki bu “efendilerden“ ilki, “Bu toprakları kan dökerek aldık. Kan dökmeden vermeyiz. Bizim değerlerimize itirazı olanlar Güneye gitsin”; diğeri ise, laik insanların selasını okumayacağını ve cenaze namazını kıldırmayacağını ifade etti.
Bu nedenle önce Yunanistan’da Güneyde ifade edilen o, “Kıbrıs Yunandır” sloganına değinelim. Bu slogan artık günümüzde AB üyesi olan ve Kıbrıslı Türklerin de Kurucu Ortak olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurumsal varlığını ve uluslararası konumunu, yok etmeye dayanır. Bu şoven ve faşist mantık sahipleri unutmasın. Enosis Tezi, Taksimi besledi. İki toplum acılar çekti. Sonra Kıbrıs Cumhuriyeti İki Toplumlu olarak kuruldu. Huzur ve barış, adanın sahillerine gelince, bu kez 1963 ve 1964 darbeleri ile İki Toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti, iki milliyetçi tezin etkisi altında ezildi. 1963- 74 arası çok acılar yaşandı. Sonra tam yine huzur ve barış, adanın sahillerine yaklaşırken; 15 Temmuz 1974’te bu kez, “Kıbrıs Cumhuriyetini fes ettik ve yerine Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’ni kurduk“ diyerek, Yunan Faşist Cuntasının aktif desteği ile darbe yapıldı. Sonrası malum, 20 Temmuz 1974 Barış Hareketi ve bugüne kadar süren çözümsüzlük şartları. Hala bunlardan ders almayanlar, Yunanistan’da, “Kıbrıs Yunandır” diye yürümek ve Kıbrıs’ta da “Türkiye, İngiltere ve Kıbrıslı Türklere dönük silahlı mücadele” çağrısı yapanlar yine ortaya çıktı. Kıbrıs’ın Kuzeyinde ise Federal Çözüme karşı çıkanlar gelişti. İlginçtir, bunların ikisinin de gerekçeleri aynıdır. “50 yıldır barışçı çözüm gerçekleşmedi”. Kıbrıs’ın Kuzeyinde insanları Güneye yollayan ana dili Türkçe olanlara da bir çift söz etmek gerekir. Evet bu topraklara çok kan aktı. Ama bayım, bilesin ki 1958, 1963 arası ve 1963 ile 1974 arası bu Adada, Toplumsal var olma mücadelesi veren Kıbrıslı Türklerin çok kanı aktı. 1974’te de çok Türkiyeli askerin kanı bunlara eklendi. Ama yalnız bizim kanımız akmadı. Ana Dili Yunanca olan Kıbrıslı ve Yunanistanlı pek çok insanın da kanı aktı. Ama bu vatanın evlatları olan Kıbrıslı Türkler, 500 senedir bu topraklara aynı zamanda alın teri, göz nuru, sevgi, bilgi ve insanlık değerlerini de akıttılar ve akıtmaya devam ediyorlar. Siz ne isterseniz söyleyin. Biz Atatürk’ün, Anadolu’da akan kanlardan sonra, savaştığı Yunanlılarla kurduğu ve isminin Atatürk- Venizelos Dostluğu olan o yüceliğinden ve laik, hukuk devleti ilkeleri ile “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh“ belgisinden uzaklaştıramayacaksınız.
Atatürk- Venizelos
- 31 Mart 2025, 10:20
- 40
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi