Dertler iç içe geçerek gittikçe daha çetrefil bir kör yumağa dönüşüyor. Turizm Bakanı Sayın Ataoğlu’nun “Haziran ayına yönelik turizm planlanmalı” açıklaması bunun bir başka göstergesidir. Bu tıpkı YÖDAK Başkanı Sayın Turgay Avcı’nın Eylül ayı için yüz yüze eğitimi planlamalıyız dediği gibi. 
Sayın Avcı’dan sonra, Sayın Ataoğlu’nun da yüksek sesle bu temennileri yapmasının nedeni; bu hükümette bir ortak planlama zemininin olmamasıdır. Dolayısı ile onlar bu doğru temennileri yüksek sesle yapıyorlar ki bir an evvel konu ele alınsın. İlginçtir ki Sayın Ataoğlu ile Sayın Avcı, görev aldıkları alanla ilgili olarak, biri “turizmin” diğeri de “Üniversitelerin” ülke ekonomisine yaptığı katkıyı da açıklamalarının içine koyuyor. Peki, bunu yaparken kime mesaj veriyorlar? 
Muhalefete ve sivil topluma mı? Bence hayır. Çünkü bu alanın önemi açık. Bu mesaj, hala planlama konusunda bir bütünlük ve yaratıcılık gösteremeyen hükümete dönüktür.
Dolayısı ile Sayın Ataoğlu’nun bu Haziran için turizm planlanmalıdır ve Sayın Avcı’nın Eylül ayı vurgusunun açık adresi hükümettir. Zira bu alanların ağır yükü omuzlarındadır. Bunu temenni ile yansıtmalarının nedeni ise hükümetin ortak sorumluluğu ve bütünlüğü yitirmesidir. Çünkü bu planlamaların olması için, mali destek zemini ile birlikte, her açıdan bir bütünlük olması gerekir. 
Ancak hükümet bu bütünlüğü, bir koalisyon olması nedeni ile ortak olan partilerin ayrı ayrı davranmaları nedeni ile kaybetmedi. Aynı zamanda ortakların da kendi içlerinde bütünlüğü yok. YDP kendi bütünlüğünü sarstı. Diğer ortak olan UBP ise hükümet ve Meclis grubunda yaklaşan Kurultay nedeni ile bir birini markajda tutma derdinde. Birbirlerine atmaya çalıştıkları “trıbıl” gırla. Bu yüzden öncelik memleket ve toplum sorunları değil kişisel ve ekiplerinin siyasi ikbali oluyor. 
Böylesi zor ekonomik ve toplumsal sorunların olduğu bir dönemde de Kıbrıs sorunu ile ilgili farklı ve ters bir pozisyon ilan ettiler. Yani içte ve dışta zor ve çetin koşulların olduğu bir dönemde, bırakın koalisyon olmanın zorluklarını, paydaşlar parti içi sorunların önceliğinde bir birleri ile kendi içlerinde de cebelleşiyor. Hangi planlama olabilir?  Üstelik Meclisi toplamak için dahi YDP Milletvekili Sayın Zaroğlu ile 10 günlük bir süre alma peşine düştüler. Amaç ne? Kurultay. Bunun için seçimi Nisan 2022’ye erteleyebilmek ve erkte ömrünü biraz daha uzatabilmek için toplum sorunlarını erteliyorlar. 
Sayın Ataoğlu, turizm Haziran 2021 için planlanmalı diyor. Sayın Avcı, Eylül 2021 hedef diyor. Evet, bunlar, temenniden çıkıp; fiili bir sonuca ulaşıp, herkese ilan edilmelidir. Ancak bırakın 2021 Haziranını ve Eylülü bir yere. Sayın Ataoğlu, Sayın Saner ve diğer tüm yetkililer. Eğer seçimi 2022 Nisan ayında planlarsanız, 2022 yılı da turizm ve üniversiteler için kayıp yıl olacak. Çünkü Haziran 2022’de Yerel Seçim ve öncesinde de Nisan 2022’de Erken seçim olursa;  2022’nin ilk altı ayı seçim yasakları ve Bütçenin açılamaması ile geçecek. Bu ise kriz ve karmaşık dış politika hengamesinde gelecek yılı da kayıplar hanesine yazmak demektir.