Asgari ücret, Çalışma Bakanlığı’nın web sitesinde şu ifadelerle tanımlanmaktadır; “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçi ile eşinin ve üç veya beş çocuğunun yeterli beslenme, sağlıklı konut, giyim, aydınlatma ve ısıtma, ulaşım, çağdaş düzeyde sağlık servisi, eğitim, kültür, dinlenme, eğlence ve benzeri temel gereksinmelerini geçerli fiyatlar üzerinden karşılamaya yetecek miktardır”. Devletimiz ülkemizde çalışan işçisine sosyal refah bağlamında bu hakları mehel görmüş. Tanım teoride ideal ve fiiliyatta gerçekten yer alması gereken faktörleri içeriyor. Peki askeri ücretle bahse konu gereksinimlerin gerçek hayatta yani pratikte kaç tanesinin eş zamanlı olarak sağlanabildiğini ve diğer ülkelere kıyasla hangi konumda yer aldığımızı inceleyelim…
Asgari Ücret Saptama Komisyonu 21 Haziran 2016 tarihinde yeni asgari ücreti 1.834 TL olarak saptadı. Karar işveren ve devlet kanadının oylarıyla belirlendi. Buna göre saatlik ücret 10.58 TL, günlük ücret 84.65 TL ve haftalık ücret de 423.23 TL oldu. İşçi kanadı saptanan yeni ücrete tepki göstererek masayı terk etti. Akabinde Türk-sen, Bank-sen, KTAMS gibi diğer sendikalardan ve TKP, YKP gibi siyasi partilerden % 6 artış oranına eleştiriler geldi. Eleştirilerin boyutunu ve haklılığını incelemek adına aşağıdaki tabloda görüleceği üzere asgari ücret artış oranlarını hayat pahalılığı göstergesi olan yıllık enflasyon oranları ile kıyaslayalım. Böylelikle son 7 yıldır hayat pahalılığının asgari ücret zamlarının üzerinde seyrettiğini gözlemliyoruz. Buda son yedi yıldır asgari ücretlinin her sene alım gücünün düşerek enflasyona yenik düştüğünün açık bir göstergesidir. Tabi her maaşlı kesimin maaş bandını bilemeyeceğimiz için sizin aldığınız zam oranlarını aşağıdaki tabloda ibraz edilen enflasyon oranlarıyla kıyaslarsanız maaşınızın hayat pahalılığı dahil edilmiş şekilde reel maaş artışınızı ölçmüş olursunuz. Bu durum ülke ekonomisine yarar sağlamamaktadır. Alım gücü hızla düşen işçilerin tüketimi azaltması haliyle üretimi ve ticaret hacmini kısıtlandırmakta ve ekonomik küçülmeyi teşvik etmektedir.
Türk-İş’in yapmış olduğu 2016 yılı Mayıs ayına ait asgari geçim endeksi sonuçlarına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1 bin 350 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 4 bin 398 TL olarak belirlendi. Hesaplanan tutarlar haneye girmesi gereken net gelir miktarıdır. Bizde düzenli bir yayın bulunmadığı için en güncel veriler olarak Türkiye verilerini bizimkilerine yakın diye kabul edersek asgari ücret tanımında bulunan işçinin dört kişilik ailesi ile ancak ta beslenme kısmını gerçekleştireceği aşikardır. Giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçları da hesaba kattığımız zaman gerekli olan 4 bin 398 TL için iki asgari ücret alan çiftin toplam net maaşları 3.200 TL ile 4 kişilik bir aileyi geçindirmekten uzaktır.
Asgari ücret miktarlarını Avrupa kıtasındaki ülkelere ve ABD’ye göre kıyasladığımızda aşağıdaki tabloda görüleceği üzere ülkemize ait asgari ücretin Türkiye ve Portekiz’de verilen ücretler arasındaki bantta yer aldığını görüyoruz. Buda Avrupa’daki düşük seviyeli gruptan daha iyi durumda olduğumuzu ancak orta halli grubun ise son sırasında yer aldığımızı açıkça belli etmektedir. Dolayısı ile asgari ücretli özel sektör çalışanları yönünden refah ve gelişmiş bir ülke standartlarının altında olduğumuz gördüğünüz gibi gayet açıktır.