banner564

‘Ara çözüm’ değil ‘kesin çözüm’ ya da ayrılık

 Kıbrıs sorununun çözümünü istiyoruz...
 Bunu artık herkes biliyor...
 En büyük kanıtı 24 Nisan 2004 referandumudur...
 Annan Planı’nı destekleyen bizler olduk...
 Ne var ki hem Rumların ezici bir çoğunluğu, AKEL dahil olmak üzere hem bizlere, hem de Avrupa Birliği’ne kazık attı...
 AKEL, son dakika ‘evet’ten vazgeçti...
 Avrupa Birliği “hayır” diyenin cezalandırılacağını açıkladığı halde bunun tam tersini yaptı...
 Şimdi son kez Kıbrıs Konferansı yapılıyor...
 Konferans öncesinde Rum tarafı ve Yunanistan, AB ülkeleri ve Güvenlik Konseyi daimi temsilcileri nezdinde yoğun girişimler yapmaya devam ediyor...
 Rum kamuoyuna sızdırılan haberlerde, AB üyesi tüm ülkelerin, garantörlüklerin sonlandırılmasına destek verdiği iddia ediliyor...
 'Sıfır asker’ tezinin de kabul gördüğü söyleniyor...
 Kuşkusuz bunlar Rum tarafının istediği şeylerdir...
 Gerek AB üyesi ülkeler, gerekse Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri bizleri de dinlemeli ve garantilerle ilgili hassasiyetimizi anlamalıdırlar...

İstersek her şey mükemmel olur
 
 Garantörlerin de katılacağı İsviçre Konferansı’nda artık kesin bir karar verilmelidir...
 Rumların talep ettiği gibi ‘Ara Çözüm’ diyerek, Kıbrıslı Türklerin uzun yıllar müzakere masasında bekletilmesi kabul edilmemelidir...
 Ya kalıcı bir çözüm, ya da herkes kendi yoluna...
 Bazı kişiler “Çözüm olmazsa yanarız, biteriz” şeklinde görüş belirtiyor...
 Ama niçin ve ne şekilde yakılacağımızı veya biteceğimizi söylemiyorlar...
 Adayı bölen bizler değiliz...
 Çözümü engelleyen de bizler değiliz...
 Öyleyse niye batacağız?..
 Niye biteceğiz?..
 Tam tersi dirilmek ve ileriye geçmek için çalışacağız...
 Bunu şimdiki sistemle başaramadığımızı çok net bir şekilde görebiliyoruz...
 Öyleyse sistemi düzeltip, çok hızlı bir şekilde gelişmenin yollarını bulacağız...
 Dünyada hiç kimsenin sahip olamadığı güçlü bir destekçimiz var...
 Savunma giderlerimizi Türkiye karşılıyor...
 Her yıl 60 bin kadar öğrencisini, bir milyona yakın turistini bize gönderiyor...
 Ulaşım sorunumuzu o çözüyor...
 Tüm yatırımları finanse ediyor...
 Cari bütçeye de yılda 300 milyon para akıtıyor...
 Daha ne yapsın?..
 Bizlere düşen, Türkiye’nin güçlü yardımlarını doğru bir şekilde kullanmak; artık yatırımı ve üretimi teşvik eden bir modeli uygulamaya koymaktır...
 Yatırımların artması halinde, Kuzey Kıbrıs’ın tüm sıkıntılarını ortadan kaldırmak olasıdır...
 Yapılması gereken bir başka şey de; çöplüğe dönen ülkemizi temizlemek ve keskin kurallar getirerek çevreyi temiz tutabilmektir...
 Bunları başarmak zor değildir...
 İstek olursa, kısa sürede düzlüğe çıkabiliriz...
YORUM EKLE

banner608

banner474