Sayın Sucuoğlu, UBP Genel Başkanlığından istifa etti. Bu gerçekten her açıdan üzerinde çok durulması gereken bir konu. Ayni gün, Anayasa Mahkemesi, Anayasaya ve yasalar ile demokratik değerlere aykırı olan Yerel Seçimler yasasını haklı olarak iptal etti. Üstelik yalnız onu değil, ayni zamanda Belediye Başkanlarının ve Meclislerinin seçime kadar yetkili olduklarına dair Meclisten geçirilen çakma yasayı da iptal etti. UBP, 45 gün içinde Kurultaya gitmek zorunda. Anayasayı delerek Yerel Seçimleri aksatan iktidar partisi, şimdi bununla ilgili mi? Yoksa Kurultayı ile mi ilgilenecek? Üstelik CB makamında, Ulusal Birlik Partisinin tek adayla Kurultaya gitmesi meselesini UBP İlçe Başkanları ile birlikte 15 gün önce görüşen CB Sayın Tatar’ın girişimi, yerine gelecek mi?
Üstelik bu kaotik durum, ekonominin darmaduman olduğu aşamada oluyor. Kriz içinde ultra krizler yaşıyoruz. Her şeyden evvel, “devleti yücelteceğiz “ söylemlerine karşın; Anayasayı, demokratik kurallar ve iradeyi ayaklar altına alan uygulamaların, söylenenin tam tersi etki yaptığı açıktır. Çünkü devleti yüceltmek için, yüzlerce yıl evvel, Şeyh Edebali’nin meşhur sözü geçerlidir. “İnsanı Yücelt ki devlet yücelsin”. İnsanın yücelmesi ise yalnız ekonomik olarak değil; ama ayni zamanda Adalet, kurallar ve kurulların toplum yaşamının temel düzenleyicisi olması ile de bağlantılıdır. Bu nedenle Anayasa ve demokratik kurallar ile halkın iradesine saygı esastır. İşte Anayasa Mahkemesinin Yerel Seçimleri ve Meclisten geçirdikleri; Belediye Başkanları ile Meclislerinin yetkili olduklarını ifade eden Çakma yasayı iptal etmesi, devleti yok sayan bu akıl dışı tutumun açıktan iflasıdır
Bunlar olurken Sayın Sucuoğlu’nun istifası da çok manidardır. Bu olay, bir dizi manidar olaylar zincirinin güncel son halkasıdır. İlk halka, UBP Kurultayında birinci turda ilk iki adayın ki birincisi Sayın Sucuoğlu idi, adaylıktan istifası ve Kurultayın kadük olmasıdır. Sonra Genel Sekreterin Başkanlığa vekaleti, bu vekaletle birlikte Sayın Saner’in Başbakan olması. Bu olaydan sonra UBP Kurultayında Başkan adayı olacak olan Başbakan Saner’in, kaset komplosu ile istifa etmek zorunda kalması. Sonra UBP Kurultayında Sayın Sucuoğlu’nun parti başkanı olarak 2020 Ocak seçimlerinde partisini, %40 ile birinci parti olarak seçimlerden çıkarttıktan ve hükümet kurduktan sonra, Dışişleri Bakanlığında görevlendirdiği kişiyi apar topar görevden alıp, yerine UBP Parti Meclisinin kararına karşın, dıştan bakan atamak zorunda kalması. Sonra Maliye Bakanı Sayın Atun’u görevden alma adımının CB Tatar’ın engeline takılıp; “ ya o, ya ben “ deyip, Sayın Tatar’ın onu Başbakanlıktan uzaklaştırma oyunun kurbanı olması. Sonra Sayın Ünal Üstel’in Başbakan olması. Bu, burada da bitmedi. Önce, “iki başlılık olmaz “ büyük sözleri. Sonra CB makamında UBP İlçe Başkanları ile toplantı yapıp, tek adaylı Kurultay konuşulması. Bunun arkasından Sayın Sucuoğlu’nun, “ bu tekrarlanmamalıdır” diyen sert ve ben buradayım diyen tavrı. Bunun üzerinden 10-15 gün geçmeden Sayın Sucuoğlu’nun eşi ve kızı ile birlikte geçirdiği trafik kazası. Bu kazanın üzerinden, parti başkanlığından istifayı daha düşünüyorum demesinden, 24 saat sonra ise istifa etmesi, son halka oldu. Yeni halkalar da eklenecek gibi duruyor.
Kısacası Anayasa, Halkın İradesi, Demokrasi ve Hukuk Düzeninin ayaklar altına alınması, huzuru yok ettiği gibi ekonomiyi de hukuk devletini ve en önemlisi yurttaşı, insanı da ezer yok eder. Toplumsal mücadeleyi de ciddi şekilde yaralar.
Anayasa, Sucuoğlu
- 08 Eylül 2022, 09:39
- 327
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi