banner564

Anavatanlar da masaya oturmalı

Güney Kıbrıs’taki ekonomik krizi konuşmaya devam ediyoruz...

   Rum gençlerinde işsizlik oranı yüzde 50’ye yaklaştı...

   Kepenk indiren işyeri sayısı hızla artıyor...

   Kiliseden yardım talepleri de ikiye katlandı...

   İşin özeti, kanama devam ediyor...

   Ve bunu durdurmak uzunca bir zaman alacak...

   Ne var ki; artık Kıbrıs’ın kuzeyindeki krizi de konuşmaya başladık...

   Türk Lirası’nda meydana gelen yüksek değer kaybı, Kuzey Kıbrıs’ı da bir anda krizin içine soktu...

   Bundan kurtulmak için ortada somut bir plan veya proje yok...

   Başbakan Yorgancıoğlu haklı olarak “dövize müdahale edemeyeceklerini’ söyledi...

   Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası dahi, faiz oranlarını yükselttiği halde dövizdeki ateşi düşüremedi...

   Şimdi hem döviz yükseklerde, hem de faiz...

   Bunun anlamı her sektörde maliyetlerin artmasıdır...

   Maliyetler yükselirken, insanların fakirleşmesi kaçınılmazdır...

   Daha çok işsiz, daha çok borçlu ve daha çok iflas...

   Kuzey Kıbrıs, bütünüyle değilse bile büyük ölçüde iflas etmiş durumdadır...

   Sadece bir kamu bankasının devletten alacağı 1.5 milyar Euro’dur...

   Devlette bunu ödeyecek bir güç olmadığına göre; filmin sonunu tahmin etmek zor değildir...

 

Anavatanları da krizde

 

   Güney Kıbrıs’ın anavatanı Yunanistan’daki ekonomik krizin uzun yıllar devam etmesi bekleniyor...

   Avrupa Birliği’nin yardımlarına karşın, enkazın kaldırılması çok uzun bir zaman alacak...

   İşsizliğin ve fakirliğin artması nedeniyle sosyal çöküntü içindeki bir ülkenin, yavrusuna destek verebilmesi mümkün değildir...

   Ne var ki; güneyin kurtarıcısı da Avrupa’dır...

   Öyleyse; Kıbrıs sorununun çözümü konusunda AB’nin gücü tartışılmazdır...

   AB, bölünmüş bir Kıbrıs’ı üye yapmakla zaten kendi kurallarını çiğnemiş oldu...

   Kıbrıs sorununun çözümsüz kalması, AB’nin temel ilkelerine aykırıdır...

   Ve bu gerçekler karşısında Kıbrıs sorununun çözümünü sağlama görevi AB’nindir...

   Hem Yunanistan’a, hem de Güney Kıbrıs’a baskı yaparak, uluslararası konferansı kabul ettirmelidir...

 

Masada kimler olmalı

 

   Görüşme masasında, Kıbrıs’ta iki toplumu temsil eden liderler mutlaka olmalıdır...

   Ayrıca üç garantör ülke...

   Türkiye, Yunanistan ve İngiltere...

   Ayrıca AB ve BM...

   Hatta ABD...

   Böylesi bir konferansta, her iki toplumun da geleceğini garanti altına alacak bir çözüm formülü tartışılmalı ve karara bağlanmalıdır...

   Toplumlardan birinin, diğerini yok edemeyeceği garantiye alınmalıdır...

   Irkçılığın en ağır suç kabul edileceği bir hukuk sistemi de çözüm planında yer almalıdır...

   Kıbrıs sorununun, Türkiye ve Yunanistan olmadan çözümlenemeyeceğini herkes biliyor...  

   Anavatanlar işin içinde olmazsa, Kıbrıslı liderler arasında bir uzlaşı sağlanamaz...

   İşte o nedenle çözüm için uluslararası konferans gereklidir...

   Başladığı zaman sonuç alıncaya kadar devam etmelidir...
   Ortaya çıkacak çözüm planı ise yeniden iki halkın onayına sunulmalıdır...
   Rum tarafı istese de, istemese de, Türkiye’deki yerel seçimlerden hemen sonra Kıbrıs konusunda sert rüzgarların eseceğini şimdiden görebiliyoruz...
   Kıbrıslı Türklerin bu süre içinde yapması gereken, kendi evlerini temizlemek ve olası bir çözüme hazırlıklı olmaktır...
  

film izle - film izle

YORUM EKLE

banner608

banner474