banner564

Anavatan tarafından asimile edileceğimizi ileri sürmek cehalettir

Asimle olmak TDK’ya göre, özetle kendi özünü ve benliğini kaybetmek anlamına gelir. Toplumun gelenek ve göreneklerini kaybederek başka bir topluma ayak uydurmasıdır.
Atalarımızın 1571’den sonra Anadolu’dan geldiği, orada yaşayan halkın bir parçası olduğumuz biliniyor.  Anadolu’nun hangi bölgesinden, Kıbrıs’a kaç Türk ailenin getirildiği Osmanlı arşivlerinde kayıtlıdır.    
Kıbrıs’ta yaşayan Türkler, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden getirildiği için, Türkiye’nin değişik yerlerindeki tüm gelenek ve görenekler burada mevcuttur. Bu nedenle Kıbrıs Türk halkı, biometrik olarak, Türkiye’deki halkın bir numunesidir. 
 Bu nedenle de Türkiye tarafından asimile edilmek istenildiğimiz söylemleri, dayanaksız,  komik ve kötü niyetlidir.
    Ayrıca, kimliğimiz ile kültürümüz gibi değerlere gerçekten duyarlı olanların, inandırıcı ve samimi davranmaları ve tutarlı olmaları gerekir. 
 Dinine, Yunanistan’a aşırı bağlı  ve ENOSİS idealinden vazgeçmediği bilinen;   gelenek ve görenekleri bizden farklı olan; Rum çoğunlukla federasyon çatısı altında birleşmemizi; egemenliğimizden vazgeçmemizi; dili, dini ulusal kimliği bizden farklı Rumların çoğunlukta olduğu tek halk içinde, Kıbrıslı kimliği ile bir toplum olmamızı savunanların, kendi ulusal kimliğimizle varlığımızı sürdürmemizi sağlayan anavatanın bizi asimile edeceğini ifade etmesi komiktir.
 Asimilasyon saçmalığı ile anavatandan koparılmamızı sağlamaya çalışanların, öte yandan gençlerimizin güneydeki kamplarda ve AB tarafından düzenlenen etkinliklerde beyinlerinin yıkanmasına tepki göstermemesi, iyi niyetle bağdaştırılamaz.
Aslında atalarımız Anadolu’dan geldiğine göre, doğru olan, benliğimize ulusal kimliğimize, Türklüğümüze ve dilimize sahip çıkmamızdır. 
Ayrıca dünyada bir Kıbrıs milleti veya Kıbrıs Türk dili bulunmadığına göre, gerçek anlamda asimilasyon tehdidi; lisanımıza yabancı sözcüklerin bulaşması, yabancı geleneklerin etkisi altına sokulmamız, kimliksizleştirilmemiz ve böylece kolayca Kıbrıslılık kimliği altında Rum çoğunluk içinde eritilmemizdir. 
Bu nedenle kendi özüne sahip çıktığı iddiasında olan ve bu konuda duyarlılık taslayanların, öncelikle kendi öz benliklerine yani Türklüklerine sahip çıkmaları gerekir. Aksi halde büyük bir tutarsızlık içindedirler                                                                                                                                                       Amaç kasıtlı olarak Kıbrıs Türk halkını, Anavatandan koparmak ve Rum’un insafına kalmasını sağlamak değilse, yapılanların hiç olmazsa tehlikeli vefasızlık ve ayıp olduğu bilinmeli. 
Maalesef, bazı KKTC vatandaşları, ulusal kurtuluş mücadelemizin okullarda okutulmaması sonucu nereden nereye geldiğimizi bilmiyor. Bundan yararlanan Rumlar ile emperyalistler de, içimizdeki zayıf halkaların işbirliği ile bazı gençlerimize, Rum ulusal tezlerini benimsettirmektedir. Böylece bazı kişiler, kendilerinin Türkçe konuşan Kıbrıslı Türk olduğunu ileri sürmektedir.
    Yakın geçmişte Washington’da yapılan bir toplantıda ABD’nin Kıbrıs Rum kesimindeki elçisi Frank Urbancic’in ‘Türkiye adadaki Türklerle yakın ilişki içinde, ancak Kıbrıslı Türklerin çoğu kendini Türk hissetmiyor’ gibi sözler sarf etmesi, içimizdeki yolunu şaşırtmışların çatlak seslerinin, dıştan nasıl değerlendirildiğini göstermesi bakımından çok önemlidir.
    Geçmişteki acıları yaşamayan ve öğrenmeyenler, Türk halkının nereden ve nasıl bugünlere gelindiğini bilmiyor. Bu nedenle, dış düşmanlarımızı sevindirecek şekilde hareket etmeyi marifet zannediyor. 
Ancak, sırf dayanaksız-mantık dışı Türkiye fobisi ve  her koşulda Rumla birleşmek saplantısı nedeniyle, KKTC’nin yıkılması ve Rum’ların istediği şekilde bir federal anlaşma yapılması  durumunda, esaret altına girmemiz yanında, ekonomik bakımdan da rahatlamayacağız. Batı Trakyadaki soydaşlarımızın acı kaderini paylaşacağız.
1960 cumhuriyet dönemindeki ekonomik durumumuzun, ne kadar kötü olduğu ve Rumlara bağımlı olduğumuz unutulmamalı.
Aslında bu asimile masalının gerçek amacı; Türk halkının anavatandan koparılmasını, korumasız bırakılmamızı, böylece adanın kuzeyinin de Yunanistan’a bağlanmasını ve TC nin doğu Akdeniz’den dışlanmasını sağlamaktır.
Gazze soykırımından ders almayan ve hala daha federasyonu dayatarak Rum ve emperyalistlerle ayni safta yer alanların, gerçekleri kabul etmesini beklemek boşunadır. Fakat TC-KKTC yanlısı olduğunu ileri süren siyasiler, varlığımıza karşı sürdürülen saldırılara karşı daha duyarlı olmalı,  caydırıcı önlemler almalı.  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Izzet Kahraman
Izzet Kahraman - 5 ay Önce

1571 yIl osmanl surgun insanlar getirdi hangi kitabInda yazar anadoludan geldik diye osman lI turk deyil musluman turk luk canak kale savasI sonrasI geldi hepsinz pofeser oldunz

banner608

banner474