banner564

Anavatan düşmanlığı bindiğimiz dalı kesmektir

 Bazı kişilerin tek dayanağımız olan anavatana, haksızca ve dayanaksızca iftira  etmesi, suç olması bir yana, utanç verici ve vefasızlıktır. Özellikle, bilinen Rum tezleri ile anavatanı suçlamaları ve Rum’un ulusal davasını savunmaları üzücüdür.
Güneydeki bazı siyasi partilerin bile C. Montana’da görüşmelerin çökmesinden Rum lideri sorumlu tutmaktadır. Buna rağmen, KKTC’de bazı kişilerin anavatanın kabul edilmez öneriler sunup  başarısız olmasına sebep olduğunu ileri sürmesi, iyi niyetli olamaz.
Türkiye’nin, halkımızı asimile etmeğe çalıştığı safsatası ise, gerçeklerin saptırılması, kötü niyetli, maksatlı ve komik bir suçlamadır.
Çünkü toz kondurmadıkları, Rumların kökeninin tartışmalı olmasına karşın, atalarımızın Anadolu’dan geldiği ve orada yaşayanlardan hiçbir farklılığımız olmadığı saptırılamayacak bir gerçektir. Üstelik asırlardan beri Anadolu dışında kalmamıza karşın, son yıllardaki, yoğun beyin yıkama propagandalarının etkisinde kalarak, dinini ve ulusal kimliğini inkâr eden, az sayıdaki kişiler dışında, Türk ve Sun-i kimliğimizi kaybetmedik. 
Bu nedenle de, Türkiye’nin bizi Türkleştirmeğe ve Sunni’leştirmeğe çalışmakla suçlaması, trajikomik bir iftiradır.
Anavatanın ülkemizde okul yapmadığı ve cami yaptığı da, tamamen gerçek dışıdır. Çünkü KKTC’deki okullarımızın tümünü anavatan yapmıştır. Hatta İngiliz ve Kıbrıs cumhuriyeti döneminde bile okullarımızın ihtiyaçlarını, anavatanımız sağlardı.
Ayrıca, 1956’lı yıllardan başlanarak on binlerce gencimize, Anavatanın burs verdiği ve üniversiteden mezun olma olanağı sağladığı, gizlenemeyecek bir gerçektir.
İşgal suçlamasına gelince, Türk askerinin bizi katliamdan kurtardığı ve adada can ve mal korkusu içinde olmadan yaşamamıza olanak verdiği inkâr edilemez. Türkiye’nin bizi korumaması ve adadan ayrılması durumunda da:
Tüm bize ait ve bize hizmet eden kuruluşlar, kendi kendimizi yönetme hakkımız ortadan kalkacak ve özgürlüğümüzü kaybedeceğiz;
 Aynen bugün Leymosun’da yaşayan Türkler gibi, kendi dilimizde öğrenim hakkımız bile elimizden alınacak;
Tüm devlet memurları ile öğretmenler işini kaybedecek, devlet hizmetlerinden  yararlanabilmek için Rumca öğrenmek zorunda kalacağız;
Eski Rum evinde oturanlar, mahkemelerde cezalandırılıp, sokağa atılacak, bir de geriye dönük tazminat ödemek zorunda bırakılacak; 
Rumlar bize azınlık hakları dışında hiçbir hak tanımayacak, şimdi arkamızı sıvazlayan ve birleşmeyi teşvik eden batılı emperyalistler ile AB yüzümüze bile bakmayacak;
Sonuçta halen Rodos, Batı Trakya, Leymosun ve Kerkük- Musul’da sefalet, can ve mal korkusu içinde yaşayan, itilip, katılan soydaşlarımızın durumuna düşürüleceğiz. Filistin Arapları gibi vatanımızda huzur ve barış içinde yaşayamayacağız.
Bir KKTC vatandaşı olarak, bize tam da ana şefkati ile, her bakımdan fedakarca yardım eden anavatana dil uzatılmasından, gerçekten büyük utanç duyuyorum. İçte ve dışta halkımızın çıkarlarını korumakla yükümlü olan hükümetin, hiçbir nedenle sessiz kalarak, böyle üzücü olayları cesaretlendirmemesi gerektiği görüşündeyim.
Anavatan düşmanlığının amacının,  anavatanla aramızı açmak, bizi korumasız bırakmak ve böylece karşı tarafın dayattığı azınlık haklarına razı olmamızı sağlamak olduğu biliniyor.
Bu nedenle hükümetin artık anavatana hakaret eden ve saldıranlar hakkında, mutlaka yasal işlem yapması gerektiği görüşündeyim. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
M.Fatih Parlaktaş
M.Fatih Parlaktaş - 6 yıl Önce

Mücadelenizde başarılar dilerim. Doğruyu görüp aktarabilen insanlara teşekkürler.

banner471

banner474