Güzel ülkemizde üzücü olaylar yaşamaya devam ediyoruz...
Özellikle trafik konusunda yaşananlar en büyük acılarımızdandır...
Yılın ilk 10 ayında 39 kişi hayatını kaybetti…
Çok sayıda yaralı var…
Bunların bir kısmı ömür boyu sakatlık çekecek…
Nereden bakarsak bakalım ürkütücü bir durum…
Yaklaşık 40 kilometrelik bir yola çıkacağımızda mutlaka içimizde gizli bir korku vardır...
Peki, neden böyle?
Yollarımız yetersiz ve karanlık ama bu yollarda 407 bin araç seyrediyor…
Yeterli düzeyde trafik ikaz işareti yok…
Özellikle yağışlı havalarda araba kullanmak ‘çok dikkatli’ olunmasını gerektiriyor…
Bunları kabul ediyoruz...
Ama en önemli sorun süratli ve dikkatsiz araba kullanmaktır...
Bazı kişilerin aşırı hız tutkusunu sadece belirli yerlere yerleştirilen kameralarla önleyemezsiniz...
Günün belirli saatlerinde ağır yük vasıtalarının trafiğe çıkması yasaklanmalıdır…
Gece geç vakitlerde traktörlerin, dozerlerin yollarda seyretmesi çok büyük bir tehlikedir…
Bunların çoğunun arka farları yoktur…
O yüzden hem kural koyacaksınız, hem de denetleyeceksiniz…
Küçük ülkelerde polisiye tedbirlerin ne kadar etkili olduğunu tekrar tekrar anlatmamıza gerek yoktur...
Ana yollarda ve kent merkezlerinde sıkı denetim yapılması halinde, trafik kazalarının da, suçların da büyük ölçüde azalacağına inanıyoruz...
Bu görüşe katılmayanlar olabilir...
Ancak onların görüşleriyle bugünlere geldiğimizi unutmamak gerekir...
Onlar “polisiye tedbirlerle hiçbir şey olmaz” dedikleri için bu ülkede nice canlar yandı ve yanmaya devam ediyor...
Onların sorumsuzluğu ve ciddiyetsizliği yüzünden canlar gidiyor, milli servet yok ediliyor...
Onların sorumsuzluğu yüzünden çok sayıda insan bu ülkede sakat kalıyor...
Öyleyse artık “dur” demeliyiz...
Polise memur ve teknoloji gerekiyor
Bir ülkede yabancı öğrenci ve turist sayısı artıyorsa, polis sayısı da artmalıdır...
Polis sayısını artırmak için ‘bütçe yetersizliğinden’ söz edenler, birçok ‘gereksiz harcama kalemini’ görmezden geliyorsa, birilerinin bu konu üzerinde ciddiyetle durması gerekiyor…
Artık bu konularda sivil toplum örgütlerinin, özellikle de kadınların ses vermesi şarttır...
Kadınlar devreye girerse, yetkililerin önlem alması daha kolaydır...
Yüreği yanan analar, teyzeler, halalar, gelinler, görümceler, kız kardeşler ayağa kalkmalı ve “yeter artık” demelidir...
Kırmızı ışıkta durmayanlara karşı “yeter” artık...
Süratli araba kullananlara da yeter...
Araba kullanırken, cep telefonunda konuşan ve mesajlaşanlara yeter...
Ölüm kavşaklarına...
Farsız, frensiz, emniyet kemersiz yola çıkan araçlara yeter...
Yollarda denetim yapan polisler istiyoruz...
Sırf ceza yazmak için değil, caydırıcı olmak için istiyoruz...
Kırmızı ışıkta geçenleri kulağından tutup, karakola götürmek için...
Polis sayısı yetersiz ise, her fırsatta Avrupa Birliği’nden söz edenlere, belediyelerdeki personel sayısı sorulmalı...
En fazla 50 kişinin yeterli olabileceği bir devlet kuruluşunda neden 800 kişinin çalıştırıldığı ve neden bu personelin 200 tanesinin polisliğe kaydırılmadığı sorulmalı...
Reformdan söz edenlere “bırakın büyük işleri de ufacık bir iş yapınız” denmeli...
Analar, ablalar, teyzeler, halalar bunu ancak sizler başaracaksınız...
Hasan Nuri 1 Ay Önce
YÖNETİLEMEYEN KKTC İLE GİDİLECEK KÖYÜN MİNARESİ ŞİMDİDEN GÖRÜNÜYOR !!
Tamer Karadeniz 1 Ay Önce
Insanlar arabasiz yasayabilirler. Arabayla olebilirler de.. Ama susuz yasayamazlar.. GMB 11 gundur su veremiyor.. Kimse de hesabini soramiyor, sormuyor.. Belediyelerdeki istihdamin polise kaydirilmasi isteniyor.. Yine cozum yok.. Yine iş pesinde kosma.. Su yok su..!