Müzik ve Sinema Derneği Genel Başkanı Arslan Ateş, "Nuh: Büyük Tufan" filmini eleştirerek, filmin kutsal değerleri dikkate almadığını savundu.
Ateş, yaptığı yazılı açıklamada, filmin İslam ülkelerinde büyük tartışmalara ve tepkilere neden olduğunu hatta bazı ülkelerde, Müslümanlar'ın hassasiyetlerini dikkate almadığı gerekçesiyle yasaklandığını belirtti.
Hollywood sinema endüstrisinin, ürettiği sinema filmlerinin dünyada birçok ülkenin tarihi, dini, kültürel hassasiyetleri üzerinde derin izler bırakabilecek kadar güçlü, hatta izleyenlerin kafasında kendi tarihi değerlerini unutturabilecek kadar etkili olduğunu ifade eden Ateş, şunları kaydetti:
"Hollywood’un ürettiği ürünlerin gösterildiği tüm ülkelerde çok büyük etkiler bırakması, insanların bu filmleri bir gerçeklik duygusuyla izlemesi söz konusudur. Kendi inancına ait tüm değerler sistemini ustaca tüm dünyaya servis ediyor. Bunu yaparken ne sizi, ne sizin değerlerinizi ne de kutsalınızı dikkate alıyor. İslam dünyasının, çıkan bir ürünü eleştirmek ya da ürün piyasaya çıktıktan sonra ne olduğunu anlamak yerine, daha filmin çalışmaları başlar başlamaz tutum ve tavrın ortaya koyması gerekiyor."
Hassasiyetler dikkate alınmalı
Ateş, film çekilirken, Müslümanlar'ın hassasiyetlerinin de dikkate alınması gerektiğini, bunun da Hollwood'un sorumluluğunda olduğunu ileri sürdü. Ülkelerde film endüstrisi kullanılarak birçok inanç, kültürün erozyona uğratıldığını öne sürerek, şöyle devam etti:
"Hollywood sinemasının başka ülkelerde, başka değerlere karşı da nasıl alçakça bir tutum sergilediği bilinirken, bunu Hollywood sinemasından beklemek de yersiz olacaktı. Sinema endüstrisine gereken destek verilmediği ve dünya devleriyle yarışabilecek bir potansiyel geliştirilmediği sürece biz sadece eleştireceğiz, şikayet edeceğiz. Bu anlamda sektörde söz sahibi olamayan İslam ülkelerini kendi hassasiyetleri konusunda kuşkusuz kimse muhatap almayacak, bu şekilde dini ve kültürel değerlerimizi asla yansıtmayan yalan yanlış bilgilerle dolu sinema eserlerini pazarlamaya devam edeceklerdir."
Ateş, Türkiye'nin sinema endüstrisinde söz söyleyebilecek sinemacılar yetiştirmesi gerektiğini ifade etti.