Şarkıcı, besteci, söz yazarı ve aynı zamanda iyi bir dansçı olan Melis Bilen geçtiğimiz Cuma gecesi İstanbul Golden Age Hotel'de muhteşem bir şov sundu.
Latin Geceleri organizatörü Caner Dokak tarafından düzenlenen dans gecesinde sahne alan Bilen, dansçı arkadaşı Metehan Dilaver eşliğinde akrobatik bir koreografi sergiledi.
Gecede ilk defa seslendirdiği söz ve müziği kendisine ait olan salsa parçası “Kop Nefretinden” salsa severler tarafından büyük ilgi gördü.
Diyalog okuyucularının yakından tanıdığı Melis Bilen'le yeni projeleri ve müzik çalışmaları hakkında kısa bir söyleşi yaptık.
Soru: Akrobatik dans şovu ile beraber şarkı söylemek zor olmuyor mu?
Yanıt: İkisi de yetkin olduğunuz bir alansa zor olmuyor. Aksine çok keyifli oluyor. Ben bir sahne insanıyım. Sahneye çıktığımda “şu anda dans ediyorum”, “şimdi şarkı söylüyorum”, "şimdi mikrofonu seyirciye tutacağım", “şimdi de göz kırpacağım” diye ayrı ayrı düşünmüyorum. Zaten hepsi içimden o anda doğal olarak gelen şeyler. Kostümünüz, duruşunuz, hitabetiniz, bakışınız, ses tonlamanız, vücut diliniz hepsi bir bütün. Zaten bu bütünlük kendiliğinden gelen bir şeyse üstünüzde doğal durur. Öteki türlü ezberlenmiş bir müsamereye benzer.
Soru: Dans koreografilerinizi kendiniz mi yapıyorsunuz?
Yanıt: Evet, çoğunlukla kendim yapıyorum. Ayrıca dansçı arkadaşlarımın ilham verici fikirlerinden de güzel şeyler doğuyor.
Soru: Amerika'da çıkan 2 albümünüzden nasıl bir geri dönüş aldınız?
Yanıt: Uluslararası müzik piyasasına ilk adımımı kendi emeğimle atmış oldum ve bu gurur verici. Let’s Do It Now adlı parçamın bu kadar çok beğenilmesi, indirilmesi ve hakkında bu kadar e-mail, yorum ve mesaj almam beni çok gururlandırdı. Yabancı fanlarımın bir kısmı benle yazışırken “Let’s Do It Now” diye hitap ediyorlar. Şarkımın adının kendi adımla bütünleşmesi ve insanların bu şarkıya yaptıkları amatör cover ları benle paylaşmaları mutluluk verici. İngilizce albüm ve single yapmaya devam edeceğim.
Soru: Türkiye'de müzik yapmak zor mu?
Yanıt: Elbette zor. Ve bu sorunun cevabı epey uzun. Fakat ben artık Türkiye’de müzik yapma zorluğunun değil, müziğimin değerinin bilindiği yerde müziğimi devam ettirebilmenin peşindeyim. Türkiye’nin kriterleri çok farklı. Yurtdışında ise yetenek, sahne ışığı, ses gücü, eğitim ve müzik kalitesi gibi kriterler halen önem taşıyor. Buna yatırım yapılıyor ve tercih nedeni oluyor. Ben de yurtdışı piyasasında kendime küçük de olsa bir yer edindim. İngilizce söz ve beste satıyorum. Kendi dinleyici kitlem oluştu. Mesleğimi aşkla yapmaya devam ediyorum.