KKTC devleti rutin işlerin dışında halka ve ülkeye hizmet veremez duruma geldi… Sağlık alanında ihtiyaçlar giderilemiyor…
Yarım kalan yollar tamamlanamıyor…
Eğitim ve sağlıkta tam gün uygulamasına geçilemiyor…
Elektrik üretimindeki karmaşa sürüyor…
Kabloyla elektrik gelecek deniliyor ama en ufak bir adım atılmıyor…
Kablo projesi gerçekleşinceye kadar, en az 5 yıllık süreyi nasıl geçireceğimiz hakkında bilgi verilemiyor…
Peki neden böyle?..
Ana neden plansızlık ve programsızlıktır…
Günü yaşayalım, gerisini boş ver anlayışının devam etmesi de önemli bir nedendir…
KKTC’yi yönettiğini iddia eden gelmiş, geçmiş hükümetler ağırlıklı olarak maaş dağıtmakla meşgul oldular…
Yatırımlara acil ihtiyaçlara bütçe ayırmadılar…
“Nasıl olsa Türkiye gönderir” düşüncesiyle, altyapı sorunlarıyla ilgilenmediler… Anamur’dan dağları ve denizleri aşarak gelen suyun hala ulaşmadığı bölgeler vardır…
Bir bölgede en ufak bir arıza olduğu zaman insanlar günlerce susuz kalıyor…
Banzeri olmayan bir durum yaşanıyor bu ülkede…
Kimler vergi veriyor?
Kıbrıslı Türkler olarak önemli bir çelişkimize dikkat çekmekte fayda vardır… Hem “Türkiye göndersin” diyoruz, hem de kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek bir mali güç yaratamıyoruz… Peki neden?..
Seçim zamanı siyasi partilere 3-5 kuruş yardım yapanların, KKTC devletine vergi ödemekten kaçınmaları en büyük nedendir…
Bir gecelik eğlenceye harcadığınız para, bir yıllık vergi ödemesinin altında kalıyorsa burada durmak gerekmez mi?..
“Bana ne?.. Bunlara para mı vereceğim?.. Vereyim de başkalarına mı dağıtsınlar?..” gibi bir yığın mazeret ileri sürerek, vergi ödemezseniz, bu devletçik asbestli su borularını nasıl değişecek?.. Ya da bozuk yolları nasıl yenileyecek?..
Art niyet aramadan, gerçekleri değerlendirme ve bir vicdan muhasebesi yapmamız gerekmiyor mu?..
Hep bana olamaz
Kendimize, çocuklarımıza en lüks arabaları layık görüyoruz…
On binlerce Sterlini gözümüzü kırpmadan veriyoruz…
Ayşelerin, Hasanların yüzme havuzlu villalarını kıskanarak, daha iyisini alıyoruz…
Hadi bir Lefkoşa’da, bir de Girne’de olsun…
Bunlar iyi güzel şeyler de, üzerine titrediğin çocuklarının bu ülkede geleceği ne olacak?..
Bir dakika düşünmez mi insan?..
Söyleyin bakalım, bundan sonrası ne olacak?..
Son 50 yılda ganimetleri nasıl tükettiğimizi yakın takibe alan Rumların, bunun üstüne dönüp bizlere bir de gaz parası vereceğini mi sanıyoruz?..
Daha önce de vurguladığımız gibi bundan sonrası hiç de kolay olmayacak…
Tamer Karadeniz 7 Ay Önce
Maliye bakanliginin sitesinde, bir kac yil oncesine kadar mali tablo ozetleri yayinlanirdi.. Butce, vergi gelirleri, TC yardimlari, harcamalar, toplanan vergiler, personel giderleri v.b. Artik niye yayinlanmiyor? Butcenin sadece %15 ini KKTC'den elde edildigi, geri kalan %85 in TC'den geldigi dogru mu?
Öz 7 Ay Önce
KKTC ilan edileli 40 yılı geçti. BM ce tanınması yasaklanmış, ayrılıkçı bir alt yönetim olarak ilan edilse de biz aksini iddia etmekteyiz. Legalliği bir yana bırakılırsa, devlet olmanın gerekliliklerini yerine getirebiliyor muyuz? Devlet kısaca bir toprak parçasında yaşayan halkın örgütlenmiş şeklidir. Toprak parçasının bir anlaşma ile belirlenmiş olmasını bir yana bırakırsak, bu devletin devamlılığını sağlayacak mali yapı oluşturulmamıştır. Vergi verme anlayışı yoktur. Yurttaşlık bilincinin vergi ile hiç bir bağlantısı yoktur. Böyle olunca yönetenlerin vergi mükelleflerine karşı bir sorumluluğu beklenemez, beklenmiyor da. Taşıma nüfus, esası teşkil eden toplumdan, kat be kat fazla, olduğundan, kültür birliği de tam sağlanmamıştır. ‘Ülkümüz, yükselmek, ileri gitmektir.’ gibi, ortak bir ülkü de yoktur. Kamu giderlerinin, Türkiye tarafından karşılandığı, dolayısı ile yönetimin de, dış dinamiklerle sağlandığı, bir düzen vardır. Yönetim bir nevi maaş ve toprak dağıtma kurumudur. Üretim yok denecek kadar azdır. Böyle bir ülkede, düzenli bir sulama, düzenli bir trafik, düzenli bir sağlık ve eğitim beklemek tam bir hayaldir. Bu ülkede, yetkililer bilgisiz, bilgililer yetkisiz olur. Kısa yoldan köşe dönme, malı götürme başarı sayılır ve parmakla gösterilir. Masum amaçlarla başlanan her iş, amaç dışında, yasal olmayan mecralara kayar. Kötü her zaman, iyiyi kovar. Bu durumda yapılması gereken tek şey, bu yapıyı baştan sona kadar yıkıp yeniden yapmaktır. Bu yapılmadıktan sonra düzelme beklemek, abesle iştigalden başka bir şey değildir. İşte bu yapının yıkılıp, yeniden temiz bir sayfa açılması, ancak çözümle olur.
Hasan Nuri 7 Ay Önce
200bin Rum’un zenginliklerini Har Vurup Harman Savurduk ‘ Gelecek içim ne bir Plan ve Program yapabildik Yönetemediğimiz KKTCde Yeni veya Eski Siyasetimiz neticesi Fakirleşip yoksullaştık Kimseyi dinlemeyip yanlış kararlara Ben Yaparım olur dedik BM’yi AB’yi karşımıza alıp Dünyaya meydan okuduk Batırıp talan ettiğimiz KKTC’de Bizlere daha beter olun diyenlere Ne Diyebiliriz ki ??