Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Daha başbakan olur olmaz CHP’yi eleştirdi. Kutuplaştırmayı bizzat Erdoğan’ın yaptığını bütün dünya biliyor. Sanırım unutma gibi bir sorunu var” dedi.
Davutoğlu’nun “Genel Başkan seçildim aramadı” eleştirisini ise doğru bulan Kılıçdaroğlu, görüşme talebi gelirse gereğini yapacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
Açıklamalarını okudum ama başbakan olur olmaz ilk yaptığı şey CHP’yi eleştirmek olmuştu. Galiba kendi konuştuklarını çok kısa sürede unutuyor, böyle bir sorun var görünüyor. Ben de ‘Başbakan oldun hele bir dur, etrafını gör, tanı’ diye farklı bir eleştiri yapmıştım. Ama bütün bunlara karşı ‘Siyasette düzey’ deniyorsa eyvallah. Yalnız, bir şey daha söylüyor. ‘Kutuplaştırmayalım’ derken bunun bizim tarafımızdan yapıldığını söylüyor. Oysa bu kutuplaştırmanın bizzat Tayyip Erdoğan tarafından yapıldığını dünya alem biliyor, kendisi nasıl bilmiyor merak ediyorum. Üstelik bu kutuplaştırmaya siyaset tarzı olarak yaklaştığını, kendi tabanını konsolide etmek için tek çıkar yolu olarak bunu kullandığı herkes biliyor, Davutoğlu mu bilmiyor? Dediğim gibi galiba unutma sorunu var.
Olumlu mesaj
Her şeye karşın şunu söylemeliyim: Kutuplaştırmadan yana bir politik tavır takınmayacağı yönündeki mesajı olumlu bir mesajdır. Ancak bunun arkasında ne kadar duracağını zaman gösterecek. Kuşkusuz şunun da unutulmaması lazım: Biz anamuhalefet partisiyiz, iktidarın hatalarını dile getirmek zorundayız. Bunları yapmazsak demokrasiye aykırı bir tavır içine girmiş oluruz. Bizim eleştirilerimizi sağduyu ve dikkatle dinlemek durumunda iktidar. Bu eleştirilerimizi eğer bir kutuplaştırma aracı olarak değerlendirecekse yanlış olur.
Eleştiriyi sürdüreceğiz
Eleştirilerimizi bundan sonra da sürdüreceğiz. Bir yerde yolsuzluk varsa görmezlikten gelemeyiz, Soma’da 301 işçimiz ölüme yollanıyorsa susmamız beklenemez, her gün onlarca işçimiz vahşi kapitalizmin kurbanı oluyorsa ağzımızı bağlayamayız. Muş’tan Ankara’ya yürüyen, iş isteyen işçileri nasıl konuşmayacağız? Bunların hepsini görmek, konuşmak, eleştirmek, iktidardan çözüm istemek, ona çözüm önermek bizim görevimiz. Bu eleştirilerimize ‘Toplumu kutuplaştırıyorsunuz’ derlerse doğru olmaz.
Kutuplaştırmayı yapan kim?
Bir diğer önemli nokta kutuplaştırmanın ne olduğudur. Eleştiri kutuplaştırma değil; kutuplaştırma yaşam tarzı, kimlik, inanç, mezhep üzerinden yapılıyor. Bugün toplumdaki kutuplaşmanın tehlikeli boyuta ulaşmasının temel nedeni budur. O zaman Başbakan kendisine sormalı, bu eksende politikayı kim yaptı? Kutuplaştırma budur, eleştiri değil. Siz toplumu kimlik üzerinden kutuplaştırdığınızda onu daha rahat bir sömürü mekanizmasına dönüştürebiliyorsunuz. Bugün Türkiye 19’uncu yüzyılın, vahşi kapitalizmin bazı örneklerini yaşıyorsa bu kutuplaştırmanın sonucudur.”