CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu, haklarında fezleke düzenlenen bakanlarla ilgili; "O 4 bakan yargılanacak. 4 bakan Yüce Divan'a gidecek, bu millete bunun hesabını verecek. Sadece 4 bakan mı? Bir de adına 'başbakan' denen bir 'baş çalan' var. Onun da hesap vermesi lazım" dedi.
Kılıçdaroğlu, Karaman Kazım Karabekir Salonu'nda düzenlenen aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, gençlerin ve kadınların sorunlarını çözmek istediklerini söyledi.
Kadınların evlerinde ve çalışırlarken mutlu ve huzurlu olmasını istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Son 10 yılda kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı. Niye kadına yönelik şiddet artıyor. Her gün bir kadın cinayetiyle karşı karşıyayız. Çünkü toplumda huzur kalmadı. Geçen gün anlattım. Evini ısıtamayan penceresi kırık tek odalı evde yaşayan genç bir kadın. Daha nüfusa kaydetmediği çocuğu var. Pencere kırık olduğu için soğukta Ayaz bebek ölüyor, zatürreden. Kocası askerde. Devletin bu sosyal, bereketli eli o kadına ulaşmayacak da kime ulaşacak? O kadının sorununu çözmeyecek de bu devlet kimin sorununu çözecek? Onlar kendi yandaşlarını düşünüyor. Biz o kadını düşünüyoruz. İstiyoruz ki her kadın evinde mutlu olsun" diye konuştu.
Ortaya çıkan yolsuzluğun boyutunun 247 milyar lira olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Dediler ki bu rakam doğru değil. Ben de 'olabilir, doğru olmayabilir' dedim. Kim çaldı, en iyi o bilir. Çıkın açıklayın o zaman arkadaşlar. 'Çalmadık' demiyorlar, 'rakam doğru değil' diyorlar. Yani 'çaldık ama belki daha da büyük daha da az olabilir' diyorlar. Haram olsun. Ne diyelim başka ne diyeceğiz yani" ifadelerini kullandı.
"Bu millet kul hakkını yiyeni unutmaz”
İktidar partisinin din, iman edebiyatı yaptığını ileri sürenKılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"700 bin liralık saat aldılar, rüşvet, 700 bin lira... Ankara Mamak'ta 10 daire demek bu. Yetmedi, kol saatini veren adamın uçağıyla aileyle birleşip umreye gittiler. Haram parayla umre olur mu Allah aşkına? Şimdi dün toplantı yapmışlar, büyükelçileri toplamışlar, 'efendim bu hükümete darbe yapıldı da şöyledir, böyledir, bu büyükelçilere anlatın' diyorlar. Merak ediyorum; mesela bir büyükelçi elini kaldırıyor, 'sayın bakan bir şey sorabilir miyiz?' O da 'buyur sor' diyor. 'Ben anladım size karşı bir darbe yapılmış ama anlamadığım bir yer var' Nedir o. 'Bu ayakkabı kutusunda 4,5 milyon doların darbeyle ne ilgisi var. Bana bunu anlatır mısın' derse, bu bakan nasıl cevap verecek merak ediyorum.”