Anayasanın kendisine yüklenen bu anlamı taşıyamaz hale geldiğini, herkesin anayasa ile ilgili yeni bir anayasa yapılsa da sukutuhayale uğrayacağını dile getiren Şentop, şunları kaydetti:
"Anayasa kavramı o kadar yükseltilmiştir ki anlaşılmaz hale gelmiştir. Yeni Türkiye ile yeni anayasa bir madalyonun, madeni paranın iki yüzü gibidir. Yeni Türkiye dediğiniz şey o madeni paranın tura tarafı, yeni anayasa dediğimiz şey de madeni paranın yazı tarafıdır. Yani bir başka ifadeyle bizim siyasette, hukukta, devlet anlayışında, sosyal hayatta ifade ettiğimiz yeni Türkiye'yi somut olarak anlatacak olursak yeni bir Türkiye olarak isimlendirebiliriz. Ama bunu soyut olarak, teorik olarak izah edecek olursak da yeni anayasa diyebiliriz. Yeni anayasa ve yeni Türkiye birisi diğerinin soyut diğeri de öbürünün somut hali olmak üzere aslında aynı kavramlar olarak kullanılabilir."
Merhum Turgut Özal ile Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman anayasa maddesinin okunduğu gibi anlaşıldığını, Abdullah Gül'ün adaylığında ise o ruhun devreye girdiğini ifade eden Şentop, şunları söyledi:
"367 yorumu işte anayasanın ruhundan çıkıyor. İşte problem ruhla ilgili. Metne baktığınızda metinle ilgili sorun yok. Anayasa metnini, Türkiye'de gerçekten hukuk devleti, demokrasi, insan hakları anlayışına sahip yöneticiler, hakimler, savcılar doğru şekilde uygulayabilir sorun çıkmaz. Ruh devreye girince hükümlerin bir kıymeti kalmıyor. Bunların hepsini yeni baştan yorumlayan anlayış hakim oluyor mahkemelere, Anayasa Mahkemesine filan. Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. "