TÜSİAD ile Brookings Enstitüsü ortaklığında yürütülen "Türkiye Programı" çerçevesinde, "Türkiye-AB İlişkileri: Gelecek Senaryoları" konulu bir konferans düzenlendi. Konferansta Ekonomiden Sorumlu Eski Bakan, Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, bir konuşma yaptı. Derviş konuşmasında Türkiye’nin Ortadoğu’ya çok yakın, Müslüman dünyanın bir parçası ve Arap ülkelerinin komşusu, dostu bir konumu olduğunu belirtti.
Kemal Derviş Türkiye’nin aynı zamanda bir tarihi, kültürle ve ekonomik bir köprü olduğunu belirterek, "Ne güneyini, daha geniş anlamla Müslüman dünyasını dışlayabilir... Eskiden üçüncü dünya dediğimiz daha yükselen ülkeleri, ne Avrupa’yı dışlayabilir. Bu iki boyutu her zaman devam edecek. Bir boyutu bırakıp diğer boyuta ağırlık veremez" dedi.
Kemal Derviş İngilizce olarak devam ettiği konuşmasında, Avrupa Birliği’nin esnek bir yapıya kavuşması gerektiğini, her üyenin diğer üye ile bağlarının bire bir aynı olmak durumunda olmadığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin; Birleşik Krallık AB kurumlarını terk edebilir. Bu senaryo kuvvetli değil. Türkiye lehine olan Birleşik Krallık’ın AB üyeliğinin devamıdır. Belki bu büyük ülke AB’de olacak ama Euro Bölgesi’nde olmayacak. Ben kalacakları kanaatindeyim ama emin olamıyorum. Ayrıldıkları takdirde Euro Bölgesi güç bir konuma girecek. Türkiye, güçlü büyümesi ve siyasi durumu gereği Avrupa’yı geri plana itti. Yeni bir durum belirdi. Ama Avrupa yıkılmadı, yıkılmayacak. İlerler mi bilmem ama Avrupa fırtınayı atlatmayı başardı. Çok güç bir fırtınaydı. Parasal birliği ve birliğin gerektirdiği şeyleri yapmadan başardılar. Malum Avrupa’da bankacılık birliği, parasal politika birliği yoktu. Evet, Avrupa ilerleyecektir ama aynı dönemde Ortadoğu’da üzücü olaylar söz konusuydu. Belki Ortadoğu’da ulusların yanındayız, dostuyuz ama Ortadoğu yıkılıyor."